Ay’ın yüzeyinde milyarlarca insanın hayatta kalmasını sağlayacak oksijen bulunuyor Ay’ın atmosferinde insan hayatını destekleyecek kadar oksijen bulunmadığı bilinen bir gerçek. Lakin Avustralya’daki Southern Cross Üniversitesi’nden toprak araştırmacısı John Grant’a bakılırsa Ay’ın yüzeyinde yüksek ölçüde oksijen bulunuyor.
John Grant’in The Conversation’a yaptığı açıklamalara göre, Ay’ın yüzeyinde ‘regolit’ olarak bilinen kayalık ve toprak içeren tabakanın içine hapsolmuş durumda yüksek ölçüde oksijen bulunuyor. Grant bu oksijenin 8 milyar insanın yaklaşık 100.000 yıl hayatta kalması için yetebilecek kadar fazla olduğunu düşünüyor.
Lakin bu durumla ilgili bir sorun bulunuyor: Kayaları soluyamıyoruz. Bunun için de NASA ve Avustralya Uzay Ajansı’nın ortak yürüttüğü yeni bir program devreye giriyor. Ekim ayında imzalanan muahedeye bakılırsa, NASA’nın Artemis misyonları aracılığıyla Ay’a Avustralya tarafınca üretilen bir uzay aracı gönderilecek. Açıklamalara nazaran de bu aracın sayesinde Ay’ın regoliti incelenecek.
Uzmanlara bakılırsa bu eforlar başarılı olursa Ay ve uzay misyonlarının geleceği için epeyce büyük bir gelişme yaşanmış olacak. Zira Ay’daki oksijen çıkarılabilirse ve solumaya uygun hale getirilebilirse uzun vadeli bir Ay üssünün oluşturulması fazlaca daha kolay hâle gelebilir.
Yenilenebilir güce gereksinim var
Oksijenin Ay toprağının %45’ini oluşturduğunu söyleyen Grant, oksijenin çıkarılmasının sıradan bir süreç olduğunu; fakat epeyce fazla güce ve ekipmana gereksinim olacağını tabir etti. Açıklamalara nazaran bu güç gereksinimini karşılamanın en uygun yolu güneş gücü yahut Ay’da bulunan başka güç kaynakları üzere yenilenebilir güçler kullanmak. Grant’a göre bu sürdürülebilir güç çeşitlerinin kullanması uzun vadeli çalışmalara imkan sağlayabilir ve oksijen çıkarma sürecini hızlandırabilir.
Belçikalı bir şirket olan Space Applications Service de yaptığı açıklamalarda, bu çalışmalara dayanak vermek için elektroliz yoluyla oksijen çıkarmada işe yarayacak olan üç reaktörü 2025 yılına kadar Ay’a göndermeyi planladığını duyurdu.
Araştırmacılara göre her şey plana nazaran giderse ve 2025 yılına kadar reaktörler Ay’a gönderilebilirse oksijen çıkarma süreçleri başlayabilir ve Ay’a uzun vadeli bir koloni kurma hayallerinin gerçekleşme ihtimali güçlenebilir.
John Grant’in The Conversation’a yaptığı açıklamalara göre, Ay’ın yüzeyinde ‘regolit’ olarak bilinen kayalık ve toprak içeren tabakanın içine hapsolmuş durumda yüksek ölçüde oksijen bulunuyor. Grant bu oksijenin 8 milyar insanın yaklaşık 100.000 yıl hayatta kalması için yetebilecek kadar fazla olduğunu düşünüyor.
Lakin bu durumla ilgili bir sorun bulunuyor: Kayaları soluyamıyoruz. Bunun için de NASA ve Avustralya Uzay Ajansı’nın ortak yürüttüğü yeni bir program devreye giriyor. Ekim ayında imzalanan muahedeye bakılırsa, NASA’nın Artemis misyonları aracılığıyla Ay’a Avustralya tarafınca üretilen bir uzay aracı gönderilecek. Açıklamalara nazaran de bu aracın sayesinde Ay’ın regoliti incelenecek.
Uzmanlara bakılırsa bu eforlar başarılı olursa Ay ve uzay misyonlarının geleceği için epeyce büyük bir gelişme yaşanmış olacak. Zira Ay’daki oksijen çıkarılabilirse ve solumaya uygun hale getirilebilirse uzun vadeli bir Ay üssünün oluşturulması fazlaca daha kolay hâle gelebilir.
Yenilenebilir güce gereksinim var
Oksijenin Ay toprağının %45’ini oluşturduğunu söyleyen Grant, oksijenin çıkarılmasının sıradan bir süreç olduğunu; fakat epeyce fazla güce ve ekipmana gereksinim olacağını tabir etti. Açıklamalara nazaran bu güç gereksinimini karşılamanın en uygun yolu güneş gücü yahut Ay’da bulunan başka güç kaynakları üzere yenilenebilir güçler kullanmak. Grant’a göre bu sürdürülebilir güç çeşitlerinin kullanması uzun vadeli çalışmalara imkan sağlayabilir ve oksijen çıkarma sürecini hızlandırabilir.
Belçikalı bir şirket olan Space Applications Service de yaptığı açıklamalarda, bu çalışmalara dayanak vermek için elektroliz yoluyla oksijen çıkarmada işe yarayacak olan üç reaktörü 2025 yılına kadar Ay’a göndermeyi planladığını duyurdu.
Araştırmacılara göre her şey plana nazaran giderse ve 2025 yılına kadar reaktörler Ay’a gönderilebilirse oksijen çıkarma süreçleri başlayabilir ve Ay’a uzun vadeli bir koloni kurma hayallerinin gerçekleşme ihtimali güçlenebilir.