Saliha
Yeni Üye
Çavuşoğlu, 7. Varşova Güvenlik Forumu kapsamında, “Baltık’tan Karadeniz’e: Bölgenin Stratejik Potansiyelini Ortaya Çıkarmak” başlıklı bakanlar panelinde konuştu.
Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) sürecinin getirdiği zorlukların ön plana çıktığı güç vakit içinderdan geçildiğini vurgulayan Çavuşoğlu, “Bunun ötesinde terörizm üzere klasik tehditlerle birlikte siber ve hibrit tehditlerle de karşı karşıyayız.” dedi.
Çavuşoğlu, NATO’nun 10 yıllık geleceğine ait tartışmalarda da NATO’nun günün zorluklarına ve tehditlerine adaptasyonu konusunun ele alındığını belirterek, “Bu durum bize, bilhassa Türkiye ve Orta ve Doğu Avrupa ülkelerine, Baltık ülkelerine biroldukca iş birliği fırsatı sunuyor.” sözünü kullandı.
Polonya’nın görüşünün de bu istikamette olduğunu ve ülkenin, NATO’nun Türkiye’ye uyarlanmış teminat önlemlerine katkı sunmak için İncirlik’e uçak gönderdiğini hatırlatan Çavuşoğlu, Türkiye’nin de birebir niyetle Geliştirilmiş Hava Polisliği Misyonu’na F-16 uçaklarını konuşlandırdığını vurguladı.
Çavuşoğlu, Polonya ve Baltık ülkelerindeki çeşitli NATO misyonlarında Türk subayların nazaranv aldığını da belirterek, “Avrupa-Atlantik güvenliğinin bölünmezliği, NATO’nun temel unsurudur.” dedi.
Türkiye’nin, NATO ile iş birliğinin yanı sıra bölge ülkeleriyle bağlara verdiği değerin altını çizen Çavuşoğlu, “Bu niçinle Üç Deniz Teşebbüsü’ne kıymet veriyoruz. Vişegrad Dörtlüsü artı Türkiye formatına bedel veriyoruz. Bu niçinle Türkiye, Polonya ve Romanya içindeki üçlü mekanizmayı başkanlar düzeyine taşımayı kararlaştırdık ve gelecek yıl başkanlarımız Türkiye’de bir ortaya gelecek.” diye konuştu.
Çavuşoğlu, savunma sanayi, lojistik, bağlantısallık, güç, bilişim ve ticaret üzere biroldukça alanda Türkiye’nin Orta ve Doğu Avrupa ülkeleriyle iş birliğinin sürdüğünü kaydetti.
“NATO’NUN BİRLİĞİ VE BÜTÜNLÜĞÜ SAVUNMA KABİLİYETİMİZ KADAR ÖNEMLİDİR”
NATO ve Rusya içindeki gerginliğe ait bir soru üzerine Çavuşoğlu, Karadeniz’in, Avrupa-Atlantik bölgesinin güvenliği için kilit kıymete sahip olduğunu ve bu niçinle Karadeniz’deki askeri durumun daimi dikkat gerektirdiğini söylemiş oldu.
Çavuşoğlu, “NATO müttefikleri ve Karadeniz ülkeleri olarak yaptığımız tam olarak budur. Polonya, Romanya, Türkiye üçlü düzeneğinin da kurulmasının asıl sebebi buydu.” diye konuştu.
Bakan Çavuşoğlu, bir yandan dayanışma gösterirken öteki yandan gerçekçi olmak gerektiğini de vurgulayarak NATO’da Rusya’ya yönelik ikili yaklaşım izlendiğini kaydetti.
NATO ortasında birlik olmanın ehemmiyetinin altını çizen Çavuşoğlu, birtakım ülkelerin daha fazla diyalogdan yana olduğunu, kimilerinin ise Rusya ile alakalarda caydırıcılığı tercih ettiğini söylemiş oldu.
Çavuşoğlu, “NATO’nun birliği ve bütünlüğü, savunma kabiliyetimiz kadar kıymetlidir. Rusya’ya karşı epeyce samimi ve açık olduk. Yakın bağ kuruyoruz, Cumhurbaşkanı Erdoğan da Soçi’de Rusya Devlet Lideri Putin’le yaptığı toplantıda fazlaca açık ve samimiydi.” dedi.
Türkiye’nin, Rusya’yla farklı görüşlerde olduğu Ukrayna, Gürcistan, Kırım’ın yasa dışı ilhakı üzere konularda izlediği siyasete ait de Rusya’ya karşı epeyce açık olduğunu belirten Çavuşoğlu, Türkiye’nin Kırım’ın yasa dışı ilhakını asla tanımayacağını vurguladı.
Çavuşoğlu, iki Karadeniz ülkesi olan Gürcistan ve Ukrayna’nın da toprak bütünlüğünün yanı sıra NATO’yla alakalarının geliştirilmesi ve kapasitelerinin artırılması hususlarında da desteklenmesi gerektiğini de vurguladı.
“REKABETTEN ÇOK İŞ BİRLİĞİNDEN YANAYIZ”
Çavuşoğlu, Çin’in bir tehdit olarak mı yoksa fırsat olarak mı algılandığına ait bir soru üzerine, “Prensip olarak Türkiye, rekabetten çok iş birliği ve diyalogdan yanadır.” sözünü kullandı.
Bölgenin ABD ile Çin içindeki rekabetten tasa duyduğuna dikkati çeken Çavuşoğlu, bu rekabetin NATO’yu da etkilemesine, son devirde İngiltere, ABD, Avustralya ve Fransa içinde gelişen olayları örnek gösterdi.
Çavuşoğlu, NATO’nun, Çin’i bir tehdit olarak değil, bir meydan okuma olarak gördüğünü belirterek bunun üstesinden birlikte gelinmesi gerektiğini vurguladı.
Asıl tahlilin, Çin’in karşısında alternatif geliştirmekte olduğuna işaret eden Çavuşoğlu, “Balkan ülkelerini ve Kuzey Afrika ülkelerini ne kadar destekliyoruz? hiç bir şey yapmıyoruz, orada kendi ortamızda rekabet ediyoruz. Ve bu ortada, bu tıp bir boşluğu kim hissedebilir? olağan olarak, harika güçler.” diye konuştu.
Çin’in global siyasette daha etkin olmaya çalıştığını da belirten Çavuşoğlu, “Bu kimi vakit bir meydan okumadır, kimi vakit biroldukca ülke için bilhassa gelişmekte olan ve en az gelişmiş ülkeler için bir fırsattır.” tabirini kullandı.
Çavuşoğlu, Çin’in Sincan Uygur Özerk Bölgesindeki Uygur Türklerine yönelik insan haklarına ait durumdan duyulan kaygıyı de lisana getirdi.
NATO’nun Baltık ülkelerinde provokatif olmadan nasıl varlık gösterebileceğine ait bir soru üzerine ise Çavuşoğlu, Karadeniz, Baltık ve Akdeniz’e dengeli bir biçimde odaklanmak gerektiğini vurgulayarak, “Caydırıcılıkla çok askerileşme içindeki keskin çizgiyi korumak burada anahtardır. Biz bu sağlam çizgiyi sürdürmekte başarılı olduk.” diye konuştu.
Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) sürecinin getirdiği zorlukların ön plana çıktığı güç vakit içinderdan geçildiğini vurgulayan Çavuşoğlu, “Bunun ötesinde terörizm üzere klasik tehditlerle birlikte siber ve hibrit tehditlerle de karşı karşıyayız.” dedi.
Çavuşoğlu, NATO’nun 10 yıllık geleceğine ait tartışmalarda da NATO’nun günün zorluklarına ve tehditlerine adaptasyonu konusunun ele alındığını belirterek, “Bu durum bize, bilhassa Türkiye ve Orta ve Doğu Avrupa ülkelerine, Baltık ülkelerine biroldukca iş birliği fırsatı sunuyor.” sözünü kullandı.
Polonya’nın görüşünün de bu istikamette olduğunu ve ülkenin, NATO’nun Türkiye’ye uyarlanmış teminat önlemlerine katkı sunmak için İncirlik’e uçak gönderdiğini hatırlatan Çavuşoğlu, Türkiye’nin de birebir niyetle Geliştirilmiş Hava Polisliği Misyonu’na F-16 uçaklarını konuşlandırdığını vurguladı.
Çavuşoğlu, Polonya ve Baltık ülkelerindeki çeşitli NATO misyonlarında Türk subayların nazaranv aldığını da belirterek, “Avrupa-Atlantik güvenliğinin bölünmezliği, NATO’nun temel unsurudur.” dedi.
Türkiye’nin, NATO ile iş birliğinin yanı sıra bölge ülkeleriyle bağlara verdiği değerin altını çizen Çavuşoğlu, “Bu niçinle Üç Deniz Teşebbüsü’ne kıymet veriyoruz. Vişegrad Dörtlüsü artı Türkiye formatına bedel veriyoruz. Bu niçinle Türkiye, Polonya ve Romanya içindeki üçlü mekanizmayı başkanlar düzeyine taşımayı kararlaştırdık ve gelecek yıl başkanlarımız Türkiye’de bir ortaya gelecek.” diye konuştu.
Çavuşoğlu, savunma sanayi, lojistik, bağlantısallık, güç, bilişim ve ticaret üzere biroldukça alanda Türkiye’nin Orta ve Doğu Avrupa ülkeleriyle iş birliğinin sürdüğünü kaydetti.
“NATO’NUN BİRLİĞİ VE BÜTÜNLÜĞÜ SAVUNMA KABİLİYETİMİZ KADAR ÖNEMLİDİR”
NATO ve Rusya içindeki gerginliğe ait bir soru üzerine Çavuşoğlu, Karadeniz’in, Avrupa-Atlantik bölgesinin güvenliği için kilit kıymete sahip olduğunu ve bu niçinle Karadeniz’deki askeri durumun daimi dikkat gerektirdiğini söylemiş oldu.
Çavuşoğlu, “NATO müttefikleri ve Karadeniz ülkeleri olarak yaptığımız tam olarak budur. Polonya, Romanya, Türkiye üçlü düzeneğinin da kurulmasının asıl sebebi buydu.” diye konuştu.
Bakan Çavuşoğlu, bir yandan dayanışma gösterirken öteki yandan gerçekçi olmak gerektiğini de vurgulayarak NATO’da Rusya’ya yönelik ikili yaklaşım izlendiğini kaydetti.
NATO ortasında birlik olmanın ehemmiyetinin altını çizen Çavuşoğlu, birtakım ülkelerin daha fazla diyalogdan yana olduğunu, kimilerinin ise Rusya ile alakalarda caydırıcılığı tercih ettiğini söylemiş oldu.
Çavuşoğlu, “NATO’nun birliği ve bütünlüğü, savunma kabiliyetimiz kadar kıymetlidir. Rusya’ya karşı epeyce samimi ve açık olduk. Yakın bağ kuruyoruz, Cumhurbaşkanı Erdoğan da Soçi’de Rusya Devlet Lideri Putin’le yaptığı toplantıda fazlaca açık ve samimiydi.” dedi.
Türkiye’nin, Rusya’yla farklı görüşlerde olduğu Ukrayna, Gürcistan, Kırım’ın yasa dışı ilhakı üzere konularda izlediği siyasete ait de Rusya’ya karşı epeyce açık olduğunu belirten Çavuşoğlu, Türkiye’nin Kırım’ın yasa dışı ilhakını asla tanımayacağını vurguladı.
Çavuşoğlu, iki Karadeniz ülkesi olan Gürcistan ve Ukrayna’nın da toprak bütünlüğünün yanı sıra NATO’yla alakalarının geliştirilmesi ve kapasitelerinin artırılması hususlarında da desteklenmesi gerektiğini de vurguladı.
“REKABETTEN ÇOK İŞ BİRLİĞİNDEN YANAYIZ”
Çavuşoğlu, Çin’in bir tehdit olarak mı yoksa fırsat olarak mı algılandığına ait bir soru üzerine, “Prensip olarak Türkiye, rekabetten çok iş birliği ve diyalogdan yanadır.” sözünü kullandı.
Bölgenin ABD ile Çin içindeki rekabetten tasa duyduğuna dikkati çeken Çavuşoğlu, bu rekabetin NATO’yu da etkilemesine, son devirde İngiltere, ABD, Avustralya ve Fransa içinde gelişen olayları örnek gösterdi.
Çavuşoğlu, NATO’nun, Çin’i bir tehdit olarak değil, bir meydan okuma olarak gördüğünü belirterek bunun üstesinden birlikte gelinmesi gerektiğini vurguladı.
Asıl tahlilin, Çin’in karşısında alternatif geliştirmekte olduğuna işaret eden Çavuşoğlu, “Balkan ülkelerini ve Kuzey Afrika ülkelerini ne kadar destekliyoruz? hiç bir şey yapmıyoruz, orada kendi ortamızda rekabet ediyoruz. Ve bu ortada, bu tıp bir boşluğu kim hissedebilir? olağan olarak, harika güçler.” diye konuştu.
Çin’in global siyasette daha etkin olmaya çalıştığını da belirten Çavuşoğlu, “Bu kimi vakit bir meydan okumadır, kimi vakit biroldukca ülke için bilhassa gelişmekte olan ve en az gelişmiş ülkeler için bir fırsattır.” tabirini kullandı.
Çavuşoğlu, Çin’in Sincan Uygur Özerk Bölgesindeki Uygur Türklerine yönelik insan haklarına ait durumdan duyulan kaygıyı de lisana getirdi.
NATO’nun Baltık ülkelerinde provokatif olmadan nasıl varlık gösterebileceğine ait bir soru üzerine ise Çavuşoğlu, Karadeniz, Baltık ve Akdeniz’e dengeli bir biçimde odaklanmak gerektiğini vurgulayarak, “Caydırıcılıkla çok askerileşme içindeki keskin çizgiyi korumak burada anahtardır. Biz bu sağlam çizgiyi sürdürmekte başarılı olduk.” diye konuştu.