Abide
Aktif Üye
Beyoğlu Dolapdere Mahallesi’nde bulunan küçük garajlarında babası ile bir arada hurdaya dönmüş klasik araçları alıp onararak farklı projelere dönüştüren Namık Kemal Üniversitesi otomotiv teknolojileri öğrencisi Mesut Işınçelik (20) ve babası Barış Işınçelik dünyada tek eşi İtalya’da olan ve hurdadan onarılarak dönüştürülen tasarım otomobilin birebirini Dolapdere’de yaptı.
Proje ile birlikte hurdaya dönmüş araçtan değişik bir tasarım çıkaran ve aracı sahibine teslim etmeye hazırlanan genç mühendis adayı Mesut Işınçelik, “Babamla birlikte ufak bir dükkanda hayallerimizi gerçekleştiriyoruz. Klasik araç topluyoruz. Onun dışında otomotiv teknolojileri öğrencisiyim. Allah’ın müsaadesiyle de amacımız yerli aracımızda kendi projelerimizi gerçekleştirmek. Olabildiğince kendime deneyim katayım, yerli ve ulusal aracımızı deneyimli ve hoş bir biçimde dünyaya meydan okuyacak biçimde yapma hayalim var. Onun doğrultusunda hem okul olarak hem yetenek olarak hem bilek olarak her hususta kendimi geliştirmek istiyorum” dedi.
“Selçuk Bayraktar üzere kendi hayallerimi yürür hale getirmek istiyorum”
Geleceğe yönelik maksatlarından ve projelerinden bahseden Işınçelik, “Şu an ardımda bulunan araçtan dünya üzerinde iki tane var. Daha doğrusu bu dizayndan iki tane var. Zira kendisi bir İtalyan tasarımcının aracı. İtalya’da bir dizayncı arkadaşımız bunu yapmış ve şu anda etkin olarak kullanılıyor. Bir müşterimiz geldi ve bize bu aracı yapabilir misiniz diye sordu. Düşündük, taşındık ve babamla bu aracı yapabileceğimize karar verdik. daha sonrasında gece gündüz demeden iki buçuk aylık bir müddetç içerisinde aracımızı bitirdik. Şu anki amacım ise yerli ve ulusal araç olan TOGG firmasına girip kendi projelerimi, kendi imkanlarımız doğrultusunda büsbütün yerli ve ulusal olarak gerçekleştirmek. Ben kendimi bildim bileli otomobillerin motorlarıyla, kaportasıyla uğraşıyorum.
Bir biçimde otomobillerin içerisinde büyüdüm. Temelinde bu sevdamın gelmesindeki sebep babamdır. Babam aslına bakarsan beni yıllardır bu araçların içerisinde büyüttü. Klasik araçlar daima olarak benim ömrümde vardı. daha sonrasında okulun beni daha da geliştirebileceğini fark ettikten daha sonra elektrikli araç projelerine daha epeyce ağırlaşmaya başladım. Bu araçlar üzerinde de ben klasik seven bir adamım lakin şu an revaçta olan araçlar elektrikli olanlar. İkisini birleştirebileceğim bir projem olsun. O sırada da TOGG isimli firmamız açığa çıktı. Ben de hayallerimi orada gerçekleştirmek istiyorum. Selçuk Bayraktar üzere kendi hayallerimi gökyüzünde olmasa bile yeryüzünde yürür hale getirmek istiyorum” sözlerini kullandı.
“Hayalleri gerçekleştirmek için gereken en büyük şey çabadır”
Projeleri olan araçlarla duygusal bağ kurduğunun altını çizen Işınçelik , “Biz babamla burada yatıp kalkıyoruz. Yeri geliyor yemek yemiyoruz, yeri geliyor su dahi içmeyi unutuyoruz. Telefonlarımız çalıyor duymuyoruz. Babamla birlikte büsbütün burada çalışmaya odaklanıyoruz. Bunun niçini de işimizi epeyce sevmemiz. Bir işe başladığımız vakit geceleri dahi hayalimize giriyor. İşin rengi bu biçimdeyken de ister istemez gece gündüz demiyoruz ve bütün ömrümüzü bu üslup araçlara harcıyoruz. Hayalleri gerçekleştirmek için gereken en büyük şey gayrettir diye düşünüyorum. Bu projemiz esasen şiddetli bir müddetçten geçti.
Bizi epeyce zorlayan tarafları da oldu kolay tarafları da oldu. Zorlandık fakat hoş oldu. İki buçuk ay boyunca sahiden hoş bir iş çıkardık. Şu anda aracın bizimle alakalı kaporta kısmı bitti. İç tasarımcıya ve mekanikçiye gidecek. daha sonrasında aracımız trafiğe çıkacak. Bu kadar emek verdikten daha sonra otomobilden ayrılmak Bbeni epeyce makûs hissettiriyor. Araç bizim garajımıza geldiği vakit, yani araç bizim olduğu vakit ister istemez onunla duygusal bağ kuruyorum. aslına bakarsan duygusal bağ olmadığı vakit o otomobillerle istediğin üzere çalışamazsın. İster istemez ayrılırken de bir gönül kırıklığı oluyor” diye konuştu.
“Umarım Türk halkına hoş bir armağan bırakabilirim”
Planladığı öteki projeleri TOGG firmasına sakladığını kaydeden Işınçelik, “İnsanların hakikaten hayallerini gerçekleştirmek için tek yapması gereken şey çabalamak. Ben 20 yaşındayım ve benim yaşıtlarım şu anda benim yaptığım üzere şeyler yapmıyor olabilirler. Ben yolumdan şaşmayacağım ve yerli ve ulusal olarak kendi projelerimi külliyen Türkiye Cumhuriyeti ismi altında bütün dünyaya nam salmak istiyorum. Kendime ,projelerime, ülkeme güveniyorum. En azından ufak bir garajda yapmaktansa büyük fabrikalar içerisinde tüm dünyaya kendimizi tanıtmak istiyorum. Elektrikli araçlar üzerine ferdî olarak projelerim var. Onları TOGG firmasına saklıyorum. Oraya girebildiğim vakit Allah nasip ederse gerçekleştirmek istiyorum. Daha öncesinde ise bir elektrikli seyahat aracı yaptım. Bu mevzuda başarılı olduk. Araç şu anda faal olarak kullanılıyor. Onun yanı sıra üç tekerlekli bir scooter yaptık bir daha elektrikli olarak. Bu projeler sonunda kendime inancım geldi. Şunu diyorum ki benim yaptığım projeler Türk halkına armağanım olsun. En azından Türkiyemiz kendi araçlarına binebilsin. Umarım Türk halkına hoş bir armağan bırakabilirim” dedi.
Proje ile birlikte hurdaya dönmüş araçtan değişik bir tasarım çıkaran ve aracı sahibine teslim etmeye hazırlanan genç mühendis adayı Mesut Işınçelik, “Babamla birlikte ufak bir dükkanda hayallerimizi gerçekleştiriyoruz. Klasik araç topluyoruz. Onun dışında otomotiv teknolojileri öğrencisiyim. Allah’ın müsaadesiyle de amacımız yerli aracımızda kendi projelerimizi gerçekleştirmek. Olabildiğince kendime deneyim katayım, yerli ve ulusal aracımızı deneyimli ve hoş bir biçimde dünyaya meydan okuyacak biçimde yapma hayalim var. Onun doğrultusunda hem okul olarak hem yetenek olarak hem bilek olarak her hususta kendimi geliştirmek istiyorum” dedi.
“Selçuk Bayraktar üzere kendi hayallerimi yürür hale getirmek istiyorum”
Geleceğe yönelik maksatlarından ve projelerinden bahseden Işınçelik, “Şu an ardımda bulunan araçtan dünya üzerinde iki tane var. Daha doğrusu bu dizayndan iki tane var. Zira kendisi bir İtalyan tasarımcının aracı. İtalya’da bir dizayncı arkadaşımız bunu yapmış ve şu anda etkin olarak kullanılıyor. Bir müşterimiz geldi ve bize bu aracı yapabilir misiniz diye sordu. Düşündük, taşındık ve babamla bu aracı yapabileceğimize karar verdik. daha sonrasında gece gündüz demeden iki buçuk aylık bir müddetç içerisinde aracımızı bitirdik. Şu anki amacım ise yerli ve ulusal araç olan TOGG firmasına girip kendi projelerimi, kendi imkanlarımız doğrultusunda büsbütün yerli ve ulusal olarak gerçekleştirmek. Ben kendimi bildim bileli otomobillerin motorlarıyla, kaportasıyla uğraşıyorum.
Bir biçimde otomobillerin içerisinde büyüdüm. Temelinde bu sevdamın gelmesindeki sebep babamdır. Babam aslına bakarsan beni yıllardır bu araçların içerisinde büyüttü. Klasik araçlar daima olarak benim ömrümde vardı. daha sonrasında okulun beni daha da geliştirebileceğini fark ettikten daha sonra elektrikli araç projelerine daha epeyce ağırlaşmaya başladım. Bu araçlar üzerinde de ben klasik seven bir adamım lakin şu an revaçta olan araçlar elektrikli olanlar. İkisini birleştirebileceğim bir projem olsun. O sırada da TOGG isimli firmamız açığa çıktı. Ben de hayallerimi orada gerçekleştirmek istiyorum. Selçuk Bayraktar üzere kendi hayallerimi gökyüzünde olmasa bile yeryüzünde yürür hale getirmek istiyorum” sözlerini kullandı.
“Hayalleri gerçekleştirmek için gereken en büyük şey çabadır”
Projeleri olan araçlarla duygusal bağ kurduğunun altını çizen Işınçelik , “Biz babamla burada yatıp kalkıyoruz. Yeri geliyor yemek yemiyoruz, yeri geliyor su dahi içmeyi unutuyoruz. Telefonlarımız çalıyor duymuyoruz. Babamla birlikte büsbütün burada çalışmaya odaklanıyoruz. Bunun niçini de işimizi epeyce sevmemiz. Bir işe başladığımız vakit geceleri dahi hayalimize giriyor. İşin rengi bu biçimdeyken de ister istemez gece gündüz demiyoruz ve bütün ömrümüzü bu üslup araçlara harcıyoruz. Hayalleri gerçekleştirmek için gereken en büyük şey gayrettir diye düşünüyorum. Bu projemiz esasen şiddetli bir müddetçten geçti.
Bizi epeyce zorlayan tarafları da oldu kolay tarafları da oldu. Zorlandık fakat hoş oldu. İki buçuk ay boyunca sahiden hoş bir iş çıkardık. Şu anda aracın bizimle alakalı kaporta kısmı bitti. İç tasarımcıya ve mekanikçiye gidecek. daha sonrasında aracımız trafiğe çıkacak. Bu kadar emek verdikten daha sonra otomobilden ayrılmak Bbeni epeyce makûs hissettiriyor. Araç bizim garajımıza geldiği vakit, yani araç bizim olduğu vakit ister istemez onunla duygusal bağ kuruyorum. aslına bakarsan duygusal bağ olmadığı vakit o otomobillerle istediğin üzere çalışamazsın. İster istemez ayrılırken de bir gönül kırıklığı oluyor” diye konuştu.
“Umarım Türk halkına hoş bir armağan bırakabilirim”
Planladığı öteki projeleri TOGG firmasına sakladığını kaydeden Işınçelik, “İnsanların hakikaten hayallerini gerçekleştirmek için tek yapması gereken şey çabalamak. Ben 20 yaşındayım ve benim yaşıtlarım şu anda benim yaptığım üzere şeyler yapmıyor olabilirler. Ben yolumdan şaşmayacağım ve yerli ve ulusal olarak kendi projelerimi külliyen Türkiye Cumhuriyeti ismi altında bütün dünyaya nam salmak istiyorum. Kendime ,projelerime, ülkeme güveniyorum. En azından ufak bir garajda yapmaktansa büyük fabrikalar içerisinde tüm dünyaya kendimizi tanıtmak istiyorum. Elektrikli araçlar üzerine ferdî olarak projelerim var. Onları TOGG firmasına saklıyorum. Oraya girebildiğim vakit Allah nasip ederse gerçekleştirmek istiyorum. Daha öncesinde ise bir elektrikli seyahat aracı yaptım. Bu mevzuda başarılı olduk. Araç şu anda faal olarak kullanılıyor. Onun yanı sıra üç tekerlekli bir scooter yaptık bir daha elektrikli olarak. Bu projeler sonunda kendime inancım geldi. Şunu diyorum ki benim yaptığım projeler Türk halkına armağanım olsun. En azından Türkiyemiz kendi araçlarına binebilsin. Umarım Türk halkına hoş bir armağan bırakabilirim” dedi.