Saliha
Yeni Üye
AK Parti küme toplantısında konuşan Erdoğan’ın açıklamaları özetle şu biçimde:
CHP, HDP’YE TESLİM OLDU: Tezkere oylaması öncesinde HDP yöneticileri çıktılar ve CHP’ye davet yaptılar. Bu davette, HDP’nin ortasında fiilen yer aldığı lakin resmen varlığının inkâr edildiği siyasi ittifakın devamı, CHP’nin tezkereye dayanak olmaması koşuluna bağlanıyordu. Hatta bununla da kalınmayarak CHP açıkça tehdit ediliyordu. Olağan bu biçimde bir durumda onurlu bir partinin ve önderin çıkıp ‘Siz kim oluyorsunuz da bizi tehdit ediyorsunuz, biz kendi siyasetimizi kendimiz belirleriz’ diyerek HDP’lilere ağızlarının hissesini vermesi beklenirdi. Lakin karşımızda maalesef artık bu biçimde bir CHP mevcut değildir… Türkiye’yi Suriye’den dışlamak isteyenlerin kullandığı ne kadar argüman, sergilediği ne kadar çirkeflik var ise hepsini de güya soru haline getirip önümüze koyuyorlar. Tamam biz kimin kılıcını çaldığınızı biliyoruz da, siz kendinizi bu kadar belirli etmeyin bari. Burada asıl değerli olan, ülkemizin en büyük ikinci partisi durumundaki CHP’nin terör örgütünün oyuncağı HDP’ye teslim olması, biat etmesi, boyun eğmesidir. Yazık. birebir zamandamokrasimiz hem ulusal güvenliğimiz ismine ne kadar hüzün verici ve dokunaklı bir tablo.
BİZİM BİLE AĞIRIMIZA GİDİYOR: Kendilerine ‘Mustafa Kemal’in askerleri’ diyenlerin, onlara ‘Mustafa Kemal’in itleri’ diyerek hakaret edenlerin dümen suyuna girdiğini görmek bizim bile ağırımıza gidiyor. Allah CHP’ye gönül veren vatandaşlarımızın sabrını artırsın. Lakin anlaşılan o ki CHP idaresi bu fotoğraftan rastgele bir rahatsızlık duymuyor.
BİLGİSİZ TİP: CHP Genel Başkanı’nın askerliği çocuk oyuncağı yahut televizyon gösterisi sanan cehaletini de milletin takdirine bırakıyorum. TSK’nın muharip gücünün tamamının profesyonel askerlerden oluştuğunu bilmeyecek; hudut ötesi harekâtların sokaktan toplanan rastgele bireylerle yapıldığını sanacak kadar bilgisiz bir tiple karşı karşıyayız.
HDP’NİN BUYRUK ERİ: Bizim TSK’nın başkomutanı olduğumuz doğrudur. Asıl sorulması gereken soru; Kılıçdaroğlu’nun nasıl olup da HDP’nin buyruk eri pozisyonuna geldiğidir. CHP ile HDP’nin perde gerisinde esasen bildiğimiz iştiraki, bu tezkere oylaması vesilesiyle aleniyet kazanmıştır. Buna karşılık ittifakın öteki resmi ortağı İP tezkereye ‘evet’ oyu vererek CHP ve HDP’den farklı bir yol izledi. UYGUN Parti idaresi ve milletvekillerinin siyaset üstü ulusal bir husus olan Suriye ve Irak’taki terörle gayret operasyonlarına imkân veren bu tezkereyi desteklemelerini biz de memnuniyetle karşıladık.
YÜZSÜZLÜK ABİDESİ: Geçtiğimiz günlerde bir küme büyükelçinin ülkemizde hala yürüyen bir davaya dair yaptığı hadsiz açıklama konusunda sergilediğimiz prensipli ve onurlu duruş da Kılıçdaroğlu’nu rahatsız etmiş. Bir periyot başında bulunduğu SSK’yı batıran, partisine bir kaset kumpası yardımıyla Genel Lider olan, ülkenin dört bir yanında yükselen partisi ortasındaki taciz, tecavüz, hırsızlık skandallarına sırtını dönen, girdiği her seçimi kaybettiği ve bu biçimde bir durumda gereğini yapacağını söylemiş olduği biçimde yerinden kıpırdamayan bir yüzsüzlük abidesinin bu biçimde haysiyetli bir duruşu anlamasını ve desteklemesini esasen beklemiyorduk. Ülkemize ve yargımıza bühtan edilen birinci açıklamayı sevinçle karşılayıp özür açıklaması karşısında hayal kırıklığına kapılanların bu topraklarla ne gönül bağı ne kök bağı yoktur, olamaz.
CHP, HDP’YE TESLİM OLDU: Tezkere oylaması öncesinde HDP yöneticileri çıktılar ve CHP’ye davet yaptılar. Bu davette, HDP’nin ortasında fiilen yer aldığı lakin resmen varlığının inkâr edildiği siyasi ittifakın devamı, CHP’nin tezkereye dayanak olmaması koşuluna bağlanıyordu. Hatta bununla da kalınmayarak CHP açıkça tehdit ediliyordu. Olağan bu biçimde bir durumda onurlu bir partinin ve önderin çıkıp ‘Siz kim oluyorsunuz da bizi tehdit ediyorsunuz, biz kendi siyasetimizi kendimiz belirleriz’ diyerek HDP’lilere ağızlarının hissesini vermesi beklenirdi. Lakin karşımızda maalesef artık bu biçimde bir CHP mevcut değildir… Türkiye’yi Suriye’den dışlamak isteyenlerin kullandığı ne kadar argüman, sergilediği ne kadar çirkeflik var ise hepsini de güya soru haline getirip önümüze koyuyorlar. Tamam biz kimin kılıcını çaldığınızı biliyoruz da, siz kendinizi bu kadar belirli etmeyin bari. Burada asıl değerli olan, ülkemizin en büyük ikinci partisi durumundaki CHP’nin terör örgütünün oyuncağı HDP’ye teslim olması, biat etmesi, boyun eğmesidir. Yazık. birebir zamandamokrasimiz hem ulusal güvenliğimiz ismine ne kadar hüzün verici ve dokunaklı bir tablo.
BİZİM BİLE AĞIRIMIZA GİDİYOR: Kendilerine ‘Mustafa Kemal’in askerleri’ diyenlerin, onlara ‘Mustafa Kemal’in itleri’ diyerek hakaret edenlerin dümen suyuna girdiğini görmek bizim bile ağırımıza gidiyor. Allah CHP’ye gönül veren vatandaşlarımızın sabrını artırsın. Lakin anlaşılan o ki CHP idaresi bu fotoğraftan rastgele bir rahatsızlık duymuyor.
BİLGİSİZ TİP: CHP Genel Başkanı’nın askerliği çocuk oyuncağı yahut televizyon gösterisi sanan cehaletini de milletin takdirine bırakıyorum. TSK’nın muharip gücünün tamamının profesyonel askerlerden oluştuğunu bilmeyecek; hudut ötesi harekâtların sokaktan toplanan rastgele bireylerle yapıldığını sanacak kadar bilgisiz bir tiple karşı karşıyayız.
HDP’NİN BUYRUK ERİ: Bizim TSK’nın başkomutanı olduğumuz doğrudur. Asıl sorulması gereken soru; Kılıçdaroğlu’nun nasıl olup da HDP’nin buyruk eri pozisyonuna geldiğidir. CHP ile HDP’nin perde gerisinde esasen bildiğimiz iştiraki, bu tezkere oylaması vesilesiyle aleniyet kazanmıştır. Buna karşılık ittifakın öteki resmi ortağı İP tezkereye ‘evet’ oyu vererek CHP ve HDP’den farklı bir yol izledi. UYGUN Parti idaresi ve milletvekillerinin siyaset üstü ulusal bir husus olan Suriye ve Irak’taki terörle gayret operasyonlarına imkân veren bu tezkereyi desteklemelerini biz de memnuniyetle karşıladık.
YÜZSÜZLÜK ABİDESİ: Geçtiğimiz günlerde bir küme büyükelçinin ülkemizde hala yürüyen bir davaya dair yaptığı hadsiz açıklama konusunda sergilediğimiz prensipli ve onurlu duruş da Kılıçdaroğlu’nu rahatsız etmiş. Bir periyot başında bulunduğu SSK’yı batıran, partisine bir kaset kumpası yardımıyla Genel Lider olan, ülkenin dört bir yanında yükselen partisi ortasındaki taciz, tecavüz, hırsızlık skandallarına sırtını dönen, girdiği her seçimi kaybettiği ve bu biçimde bir durumda gereğini yapacağını söylemiş olduği biçimde yerinden kıpırdamayan bir yüzsüzlük abidesinin bu biçimde haysiyetli bir duruşu anlamasını ve desteklemesini esasen beklemiyorduk. Ülkemize ve yargımıza bühtan edilen birinci açıklamayı sevinçle karşılayıp özür açıklaması karşısında hayal kırıklığına kapılanların bu topraklarla ne gönül bağı ne kök bağı yoktur, olamaz.