Saliha
Yeni Üye
Oktay, Atatürk Havalimanı’nda düzenlenen 12. Ulaştırma ve Haberleşme Şurası’nın kapanış oturumunda yaptığı konuşmada, ulaşım ağlarının kalbinde bulunan Türkiye’den, dünyaya yeni bir ulaştırma perspektifi sunma maksadıyla düzenlenen şurada bulunmaktan duyduğu memnuniyeti lisana getirdi.
55 farklı ülkeden hükümet temsilcileri, milletlerarası toplumdan üst seviye iştirakçiler ve ulaştırma alanında uzman özel kesim temsilcilerinin ufuk açıcı siyaset tekliflerinde bulunduğunu aktaran Oktay, yakın vakitte Teknofest’e konut sahipliği yapan Atatürk Havalimanı’nda markalaşmış bir aktifliğin daha tamamlandığını belirtti.
Oktay, “Yeni Lojistik Rotalar ve Türkiye’nin Stratejik Önemi”, “Yeşil Lojistik Uygulamaları ve Sürdürülebilir Ulaşım”, “Yeni Kuşak Ulaşım ve Dijital Çağda Ulaştırmanın Geleceği” mevzularında kayda paha siyaset tekliflerinin oluştuğunu belirterek, “Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın konuşmalarını gerçekleştirdiği özel oturumla başlayan programın bu son gününde, tüm iştirakçilerin katkılarıyla sonuç bildirgesi hazırlanmış durumdadır.” dedi.
Fuat Oktay, konuşmasına şu biçimde devam etti:
“Ulaştırma ve Altyapı Bakanımız Sayın Adil Karaismailoğlu’nun az evvel bilgilerinı paylaştığı bildirgenin iyi olmasını diliyor, 2053 amaçlarımıza giden yolda bizlere ışık tutacağına inanıyorum. Sayın Cumhurbaşkanımızın söz ettikleri üzere ‘Dün bir vizyon, bir maksat olarak tabir ettiğimiz başlıkların birden fazla, bugün tamamlanmış projeler olarak önümüzde duruyor.’ Sizler ulaştırma, lojistik ve haberleşme yatırımlarımızla sağlanan ilerlemeleri şura boyunca esasen ele alarak tüm taraflarıyla tartıştınız. Bugüne kadar gerçekleşen şuraların sonuçlarını yatırım ve projelerimize yansıttığımız üzere buradan çıkan siyaset tekliflerini de önümüzdeki devirde somutlaştırarak hayata geçireceğiz.”
“Küresel tedarik zinciri, Asya-Pasifik yüklü bir yapıdan uzaklaşmaya başlamıştır”
Global tedarik zincirinin, Asya ve özelikle Çin’e bağımlı bir global tedarik ağından, Türkiye üzere üretim kalitesini ve lojistik maharetini kanıtlamış olan ülkelere yöneldiğinin altını çizen Oktay, “Şuranın birinci gününde yüklü olarak ele alındığı üzere Kovid salgını sebebiyle global tedarik zinciri, Asya-Pasifik yüklü bir yapıdan uzaklaşmaya başlamıştır.” dedi.
Fuat Oktay, şunları kaydetti:
“Aslında salgın öncesi kendini gösteren ticaret savaşları ve muhafazacı yaklaşımların da tesiriyle bir fazlaca global şirketin ‘tedarikte ağ zenginleştirmesi’ stratejisi izlediğini söylemek mümkündür. Bizim salgın öncesi periyotta de salgın sürecinde de her vakit söylemiş olduğimiz bir şey vardı. Krizleri fırsata çevirmek ve avantajlarla yolumuza devam etmek. İş dünyamızla bir ortaya geldiğimiz her platformda bunu vurguladık. Halihazırda bölgesel bir üretim ve lojistik üssü olarak global bir hub’a dönüşmeyi hedefliyoruz dedik. Bu maksadı belirlerken üretim kapasitemize, iş gücümüze ve endüstrimize güvendiğimiz kadar lojistik imkanlarımıza ve mobilite becerilerimize de güvendik.”
“Güvenilir bir üretim güzergahına dönüşmüş durumdayız”
Üst üste kırılan ihracat ve sanayi üretimi rekorlarının da bu sayede, lojistik altyapısı ve ulaşım avantajlarının tesiriyle kazanıldığını söyleyen Oktay, şu biçimde devam etti:
“Dijitalleşmede elde ettiğimiz kazanımlar lojistik ve ulaşım ağlarımızla birleşince rekabetçi üstünlük olarak sanayi ve ticaretimize yansımaktadır. Yeni ticaret rotası halkalarını Türkiye’de birleştiren, Türkiye’nin lojistik, ulaştırma ve haberleşme altyapısı yani Cumhurbaşkanımız liderliğinde ülkemizin dört bir yanında yükselen mega eserler olmuştur.
Durmadan artan bölünmüş yol ağımız ve otoyol uzunluğumuz, kentleri birbirine bağlayan köprüler, viyadükler, demir İpekyolu Türkiye sınırımız, 127 ülkeye ulaşan hava ağımız ve büyük tonajlı gemilerin yeni adresi olan limanlarımız yardımıyla muteber bir üretim güzergahına dönüşmüş durumdayız.”
“Ticaret ve lojistik koridorlarımızın gelişimi için çalışmaya devam ediyoruz”
Geçen günlerde gerçekleştirilen Yatırım Ortamını Düzgünleştirme Uyum Konseyi toplantısında Türkiye İhracatçılar Meclisi Liderinin taleplere yetişemediklerini tabir ettiğini hatırlatan Oktay, “Bölgesel kalkınmaya katkı sağlayacak ticaret ve lojistik koridorlarımızın gelişimi için çalışmaya devam ediyoruz.” dedi.
Şuranın sonuç bildirgesinde de vurgulandığı üzere dijital dönüşümün ulaştırma ve haberleşme alanına tesirlerini son derece önemsediklerini, ulaşımda geleceği çığır açan teknolojilerle kurguladıklarını vurgulayan Oktay, “Sahip olduğumuz altyapıyı otonom yol ve araçlar, akıllı ulaşım sistemleri, ulaşımda bulut bilişim, veri hub uygulamaları ve depo otomasyonu üzere teknolojilerle donatarak jeo-stratejik avantajlarımızı dijital çağa taşıyacağız. bir fazlaca alanı kapsayan bu gayeye tüm Bakanlıklarımız, kurum ve kuruluşlarımız ile odaklanmış durumdayız.” dedi.
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının bölüm kesim dijital dönüşüm takviyeleri verirken, Etraf ve Şehircilik Bakanlığının coğrafik bilgi sistemleri altyapısını zenginleştirdiğini aktaran Oktay, “Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm ofisimiz yapay zeka uygulamaları ve büyük data üzere bahisleri çalışırken, Ticaret Bakanlığımız gümrük süreçlerini büsbütün çevrim içi ortama taşıyor.” bilgisini verdi.
“Öncü ülke pozisyonuna geleceğimize yürekten inanıyorum”
“Ulaştırma altyapımızı bugünden, uçan otomobillere kimileri inanmasa bile insansız kara, hava ve deniz araçlarına ve akıllı kent sistemlerine hazırlayan plan ve programlarını çalışıyoruz.” diyen Oktay, savunma sanayiinde elde edilen muvaffakiyetler nasıl bir grup çalışmasının kararıysa, ulaşım ve haberleşme teknolojilerindeki ilerlemenin de grup çalışmasıyla sağlanacağını söylemiş oldu.
Fuat Oktay, konuşmasını şu biçimde sürdürdü:
“İşte o takımın doğal üyelerini şuan bu salonda görüyorum, bugüne kadar ulaşım ve haberleşme alanlarında sağladığımız muvaffakiyetin mimarları burada. Şura sonuç bildirgemiz gösteriyor ki yeşil lojistik, sıfır emisyonlu ulaşım tahlilleri ve akıllı altyapı üzere alanlardaki duyarlılığınızla, yarının muvaffakiyetleri da bir daha sizlerin imzasını taşıyacak. Özel bölüm, kamu ve üniversite iş birliğinin oluşturduğu sinerjiyle ulaşım ve haberleşmede olduğu üzere ulaştırma ve haberleşme teknolojilerinde de öncü ülke pozisyonuna geleceğimize yürekten inanıyorum.”
“İklim değişikliği gerçeğini göz gerisi etmiyoruz”
Şurada, yeşil lojistik ve yeni jenerasyon ulaşım üzere etraf farkındalığı içeren gündemlerin ele alınmış ve sonuç bildirgesinde kıymetli yer ayrılmış olmasının takdire şayan olduğunu vurgulayan Oktay, “Kara, hava, deniz ve demiryolu ulaşımında ağlarımızı daima geliştirip, haberleşme ve uydu altyapımızı güçlendirirken iklim değişikliği gerçeğini göz gerisi etmiyoruz.” dedi.
Oktay, iklim krizine ait araştırmaların, krizin yıkıcı tesirlerinden kaçınabilmek için 2030 yılına kadar karbon emisyonlarını yarı yarıya azaltmak, 2050 yılına kadar ise büsbütün sıfırlamak zorunda olunduğunu gösterdiğini aktararak, şunları söylemiş oldu:
“Tüm insanlık için kırmızı alarm manasına gelen bu öngörüler, ulaşım başta olmak üzere tüm politikalarımızı iklim değişikliği risklerine nazaran planlamamızı gerekli kılmakta. Bu gereklilik, kamudaki karar alıcıların yanı sıra özel bölümün bir epeyce alanını da yakından ilgilendirmektedir. Carbon Tracker tarafınca yayınlanan ‘Hayatta Kalmak İçin Ahenk Sağlamak’ başlıklı rapora bakılırsa, petrol ve doğal gaz şirketlerinin iklim değişikliğini tedbire amaçlarına uymaması durumunda, 10 yıl ortasında 1 trilyon dolar kaybetme riski olduğu hesaplanmaktadır. Bu vesileyle ‘Net Sıfır Karbondioksit Emisyonu’ taahhüdü vererek karbon ayak izlerini yönetme ve azaltma çalışmalarına dahil olan İstanbul Havalimanımızın tüm çalışanlarını tebrik ediyor, emsallerine örnek olmasını diliyorum.”
2050 yılına kadar global ısınmayı 2 santigrad derecenin altında tutmak ve ülkü olarak da 1,5 santigrad derece ile sınırlamak istikametinde Türkiye olarak kuvvetli bir irade ortaya koyduklarını ve Paris Muahedesi’nin Meclis’te kabul edildiğini belirten Oktay, şunları söylemiş oldu:
“Bir defa daha ülkemiz ve insanlık için güzel olmasını diliyorum. Net Sıfır Emisyon maksadı 2053 vizyonumuzda yerini alırken iklim siyasetlerinde da yeni bir boyuta geçmiş durumdayız. Bundan daha sonraki süreçte ulaştırma, güç, tarım ve etraf şehircilik başta olmak üzere tüm alanlarda iklim siyasetimizle uyumlu yapılarla birlikte yeni hareket planları hayata geçireceğiz.”
“Önerilen konuların hayata geçmesinin takipçisi olacağız”
“Türkiye Ulaştırma Siyaseti Strateji Evrakımızı de bir daha bu çerçevede güncelleyeceğiz” diyen Oktay, Türkiye’nin ve gezegenin yarınlarını düşünerek sürdürülebilir, verimli ve akıllı tahlillere odaklanacaklarını bildirdi.
Mega projelerden biri olan Kanal İstanbul projesini iklim ve etraf dostu bir perspektifle hayata geçireceklerini, bölgesel ulaşım paradigmalarını değiştireceklerini söyleyen Fuat Oktay, şunları kaydetti:
“2021’den 2053’e dönük ulaştırma ve haberleşme vizyonumuz, yeşil lojistik, verimli mobilite ve yerli-milli dijitalleşme olacak. Şura Sonuç Bildirgesinde yer aldığı üzere, ulaştırma ve lojistikte akıllı ve sürdürülebilir hareketlilik için bu alanlarda dijitalleşmeyi yükselteceğiz. Uydu-fiber-mobil geniş bandı yaygınlaştıracak, 5G üzere teknoloji altyapısı yatırımlarını artıracağız.
Ulusal MaaS (Mobility as a Service) uygulaması geliştirerek ülkemizin her yerinde ‘lokasyon, tarife ve fiyat entegrasyonu’ sağlayacağız. Tarım, Sanayi ve Ticaret Stratejik Planları ile Lojistik Ana Planını uyumlu hale getirecek, tedarik zinciri bazlı kümelenmelerde iş birliğini artıracağız.”
Tüm ulaştırma modlarında kazaları en aza indirmek ve seyahat güvenliğini sağlamak için akıllı ulaşım sistemlerini yaygınlaştıracaklarını aktaran Oktay, “Tüm ulaştırma ve haberleşme paydaşlarını ‘sürdürülebilir ulaşım’ yaklaşımına ve yeni kuşak ulaştırma amaçlarımıza hem kişisel tıpkı vakitte kurumsal olarak takviye vermeye davet ediyorum. Ülkemizin jeopolitik ve jeostratejik pozisyonunun ulaşıma sağladığı avantajları en faal biçimde bir arada fırsata çevirecek, haberleşme teknolojilerinde ortak uğraşlarla öncü rol üstleneceğiz. Sonuç bildirgesinde önerilen konuların hayata geçmesinin Cumhurbaşkanımız liderliğinde takipçisi olacağız.” tabirlerini kullandı.
55 farklı ülkeden hükümet temsilcileri, milletlerarası toplumdan üst seviye iştirakçiler ve ulaştırma alanında uzman özel kesim temsilcilerinin ufuk açıcı siyaset tekliflerinde bulunduğunu aktaran Oktay, yakın vakitte Teknofest’e konut sahipliği yapan Atatürk Havalimanı’nda markalaşmış bir aktifliğin daha tamamlandığını belirtti.
Oktay, “Yeni Lojistik Rotalar ve Türkiye’nin Stratejik Önemi”, “Yeşil Lojistik Uygulamaları ve Sürdürülebilir Ulaşım”, “Yeni Kuşak Ulaşım ve Dijital Çağda Ulaştırmanın Geleceği” mevzularında kayda paha siyaset tekliflerinin oluştuğunu belirterek, “Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın konuşmalarını gerçekleştirdiği özel oturumla başlayan programın bu son gününde, tüm iştirakçilerin katkılarıyla sonuç bildirgesi hazırlanmış durumdadır.” dedi.
Fuat Oktay, konuşmasına şu biçimde devam etti:
“Ulaştırma ve Altyapı Bakanımız Sayın Adil Karaismailoğlu’nun az evvel bilgilerinı paylaştığı bildirgenin iyi olmasını diliyor, 2053 amaçlarımıza giden yolda bizlere ışık tutacağına inanıyorum. Sayın Cumhurbaşkanımızın söz ettikleri üzere ‘Dün bir vizyon, bir maksat olarak tabir ettiğimiz başlıkların birden fazla, bugün tamamlanmış projeler olarak önümüzde duruyor.’ Sizler ulaştırma, lojistik ve haberleşme yatırımlarımızla sağlanan ilerlemeleri şura boyunca esasen ele alarak tüm taraflarıyla tartıştınız. Bugüne kadar gerçekleşen şuraların sonuçlarını yatırım ve projelerimize yansıttığımız üzere buradan çıkan siyaset tekliflerini de önümüzdeki devirde somutlaştırarak hayata geçireceğiz.”
“Küresel tedarik zinciri, Asya-Pasifik yüklü bir yapıdan uzaklaşmaya başlamıştır”
Global tedarik zincirinin, Asya ve özelikle Çin’e bağımlı bir global tedarik ağından, Türkiye üzere üretim kalitesini ve lojistik maharetini kanıtlamış olan ülkelere yöneldiğinin altını çizen Oktay, “Şuranın birinci gününde yüklü olarak ele alındığı üzere Kovid salgını sebebiyle global tedarik zinciri, Asya-Pasifik yüklü bir yapıdan uzaklaşmaya başlamıştır.” dedi.
Fuat Oktay, şunları kaydetti:
“Aslında salgın öncesi kendini gösteren ticaret savaşları ve muhafazacı yaklaşımların da tesiriyle bir fazlaca global şirketin ‘tedarikte ağ zenginleştirmesi’ stratejisi izlediğini söylemek mümkündür. Bizim salgın öncesi periyotta de salgın sürecinde de her vakit söylemiş olduğimiz bir şey vardı. Krizleri fırsata çevirmek ve avantajlarla yolumuza devam etmek. İş dünyamızla bir ortaya geldiğimiz her platformda bunu vurguladık. Halihazırda bölgesel bir üretim ve lojistik üssü olarak global bir hub’a dönüşmeyi hedefliyoruz dedik. Bu maksadı belirlerken üretim kapasitemize, iş gücümüze ve endüstrimize güvendiğimiz kadar lojistik imkanlarımıza ve mobilite becerilerimize de güvendik.”
“Güvenilir bir üretim güzergahına dönüşmüş durumdayız”
Üst üste kırılan ihracat ve sanayi üretimi rekorlarının da bu sayede, lojistik altyapısı ve ulaşım avantajlarının tesiriyle kazanıldığını söyleyen Oktay, şu biçimde devam etti:
“Dijitalleşmede elde ettiğimiz kazanımlar lojistik ve ulaşım ağlarımızla birleşince rekabetçi üstünlük olarak sanayi ve ticaretimize yansımaktadır. Yeni ticaret rotası halkalarını Türkiye’de birleştiren, Türkiye’nin lojistik, ulaştırma ve haberleşme altyapısı yani Cumhurbaşkanımız liderliğinde ülkemizin dört bir yanında yükselen mega eserler olmuştur.
Durmadan artan bölünmüş yol ağımız ve otoyol uzunluğumuz, kentleri birbirine bağlayan köprüler, viyadükler, demir İpekyolu Türkiye sınırımız, 127 ülkeye ulaşan hava ağımız ve büyük tonajlı gemilerin yeni adresi olan limanlarımız yardımıyla muteber bir üretim güzergahına dönüşmüş durumdayız.”
“Ticaret ve lojistik koridorlarımızın gelişimi için çalışmaya devam ediyoruz”
Geçen günlerde gerçekleştirilen Yatırım Ortamını Düzgünleştirme Uyum Konseyi toplantısında Türkiye İhracatçılar Meclisi Liderinin taleplere yetişemediklerini tabir ettiğini hatırlatan Oktay, “Bölgesel kalkınmaya katkı sağlayacak ticaret ve lojistik koridorlarımızın gelişimi için çalışmaya devam ediyoruz.” dedi.
Şuranın sonuç bildirgesinde de vurgulandığı üzere dijital dönüşümün ulaştırma ve haberleşme alanına tesirlerini son derece önemsediklerini, ulaşımda geleceği çığır açan teknolojilerle kurguladıklarını vurgulayan Oktay, “Sahip olduğumuz altyapıyı otonom yol ve araçlar, akıllı ulaşım sistemleri, ulaşımda bulut bilişim, veri hub uygulamaları ve depo otomasyonu üzere teknolojilerle donatarak jeo-stratejik avantajlarımızı dijital çağa taşıyacağız. bir fazlaca alanı kapsayan bu gayeye tüm Bakanlıklarımız, kurum ve kuruluşlarımız ile odaklanmış durumdayız.” dedi.
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının bölüm kesim dijital dönüşüm takviyeleri verirken, Etraf ve Şehircilik Bakanlığının coğrafik bilgi sistemleri altyapısını zenginleştirdiğini aktaran Oktay, “Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm ofisimiz yapay zeka uygulamaları ve büyük data üzere bahisleri çalışırken, Ticaret Bakanlığımız gümrük süreçlerini büsbütün çevrim içi ortama taşıyor.” bilgisini verdi.
“Öncü ülke pozisyonuna geleceğimize yürekten inanıyorum”
“Ulaştırma altyapımızı bugünden, uçan otomobillere kimileri inanmasa bile insansız kara, hava ve deniz araçlarına ve akıllı kent sistemlerine hazırlayan plan ve programlarını çalışıyoruz.” diyen Oktay, savunma sanayiinde elde edilen muvaffakiyetler nasıl bir grup çalışmasının kararıysa, ulaşım ve haberleşme teknolojilerindeki ilerlemenin de grup çalışmasıyla sağlanacağını söylemiş oldu.
Fuat Oktay, konuşmasını şu biçimde sürdürdü:
“İşte o takımın doğal üyelerini şuan bu salonda görüyorum, bugüne kadar ulaşım ve haberleşme alanlarında sağladığımız muvaffakiyetin mimarları burada. Şura sonuç bildirgemiz gösteriyor ki yeşil lojistik, sıfır emisyonlu ulaşım tahlilleri ve akıllı altyapı üzere alanlardaki duyarlılığınızla, yarının muvaffakiyetleri da bir daha sizlerin imzasını taşıyacak. Özel bölüm, kamu ve üniversite iş birliğinin oluşturduğu sinerjiyle ulaşım ve haberleşmede olduğu üzere ulaştırma ve haberleşme teknolojilerinde de öncü ülke pozisyonuna geleceğimize yürekten inanıyorum.”
“İklim değişikliği gerçeğini göz gerisi etmiyoruz”
Şurada, yeşil lojistik ve yeni jenerasyon ulaşım üzere etraf farkındalığı içeren gündemlerin ele alınmış ve sonuç bildirgesinde kıymetli yer ayrılmış olmasının takdire şayan olduğunu vurgulayan Oktay, “Kara, hava, deniz ve demiryolu ulaşımında ağlarımızı daima geliştirip, haberleşme ve uydu altyapımızı güçlendirirken iklim değişikliği gerçeğini göz gerisi etmiyoruz.” dedi.
Oktay, iklim krizine ait araştırmaların, krizin yıkıcı tesirlerinden kaçınabilmek için 2030 yılına kadar karbon emisyonlarını yarı yarıya azaltmak, 2050 yılına kadar ise büsbütün sıfırlamak zorunda olunduğunu gösterdiğini aktararak, şunları söylemiş oldu:
“Tüm insanlık için kırmızı alarm manasına gelen bu öngörüler, ulaşım başta olmak üzere tüm politikalarımızı iklim değişikliği risklerine nazaran planlamamızı gerekli kılmakta. Bu gereklilik, kamudaki karar alıcıların yanı sıra özel bölümün bir epeyce alanını da yakından ilgilendirmektedir. Carbon Tracker tarafınca yayınlanan ‘Hayatta Kalmak İçin Ahenk Sağlamak’ başlıklı rapora bakılırsa, petrol ve doğal gaz şirketlerinin iklim değişikliğini tedbire amaçlarına uymaması durumunda, 10 yıl ortasında 1 trilyon dolar kaybetme riski olduğu hesaplanmaktadır. Bu vesileyle ‘Net Sıfır Karbondioksit Emisyonu’ taahhüdü vererek karbon ayak izlerini yönetme ve azaltma çalışmalarına dahil olan İstanbul Havalimanımızın tüm çalışanlarını tebrik ediyor, emsallerine örnek olmasını diliyorum.”
2050 yılına kadar global ısınmayı 2 santigrad derecenin altında tutmak ve ülkü olarak da 1,5 santigrad derece ile sınırlamak istikametinde Türkiye olarak kuvvetli bir irade ortaya koyduklarını ve Paris Muahedesi’nin Meclis’te kabul edildiğini belirten Oktay, şunları söylemiş oldu:
“Bir defa daha ülkemiz ve insanlık için güzel olmasını diliyorum. Net Sıfır Emisyon maksadı 2053 vizyonumuzda yerini alırken iklim siyasetlerinde da yeni bir boyuta geçmiş durumdayız. Bundan daha sonraki süreçte ulaştırma, güç, tarım ve etraf şehircilik başta olmak üzere tüm alanlarda iklim siyasetimizle uyumlu yapılarla birlikte yeni hareket planları hayata geçireceğiz.”
“Önerilen konuların hayata geçmesinin takipçisi olacağız”
“Türkiye Ulaştırma Siyaseti Strateji Evrakımızı de bir daha bu çerçevede güncelleyeceğiz” diyen Oktay, Türkiye’nin ve gezegenin yarınlarını düşünerek sürdürülebilir, verimli ve akıllı tahlillere odaklanacaklarını bildirdi.
Mega projelerden biri olan Kanal İstanbul projesini iklim ve etraf dostu bir perspektifle hayata geçireceklerini, bölgesel ulaşım paradigmalarını değiştireceklerini söyleyen Fuat Oktay, şunları kaydetti:
“2021’den 2053’e dönük ulaştırma ve haberleşme vizyonumuz, yeşil lojistik, verimli mobilite ve yerli-milli dijitalleşme olacak. Şura Sonuç Bildirgesinde yer aldığı üzere, ulaştırma ve lojistikte akıllı ve sürdürülebilir hareketlilik için bu alanlarda dijitalleşmeyi yükselteceğiz. Uydu-fiber-mobil geniş bandı yaygınlaştıracak, 5G üzere teknoloji altyapısı yatırımlarını artıracağız.
Ulusal MaaS (Mobility as a Service) uygulaması geliştirerek ülkemizin her yerinde ‘lokasyon, tarife ve fiyat entegrasyonu’ sağlayacağız. Tarım, Sanayi ve Ticaret Stratejik Planları ile Lojistik Ana Planını uyumlu hale getirecek, tedarik zinciri bazlı kümelenmelerde iş birliğini artıracağız.”
Tüm ulaştırma modlarında kazaları en aza indirmek ve seyahat güvenliğini sağlamak için akıllı ulaşım sistemlerini yaygınlaştıracaklarını aktaran Oktay, “Tüm ulaştırma ve haberleşme paydaşlarını ‘sürdürülebilir ulaşım’ yaklaşımına ve yeni kuşak ulaştırma amaçlarımıza hem kişisel tıpkı vakitte kurumsal olarak takviye vermeye davet ediyorum. Ülkemizin jeopolitik ve jeostratejik pozisyonunun ulaşıma sağladığı avantajları en faal biçimde bir arada fırsata çevirecek, haberleşme teknolojilerinde ortak uğraşlarla öncü rol üstleneceğiz. Sonuç bildirgesinde önerilen konuların hayata geçmesinin Cumhurbaşkanımız liderliğinde takipçisi olacağız.” tabirlerini kullandı.