Saliha
Yeni Üye
CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, dün Demokrat Parti Genel Lideri Gültekin Uysal ve birlikteindeki heyeti, CHP Genel Merkezi’nde ağırladı. Kılıçdaroğlu’na Genel Lider Yardımcıları Faik Öztrak, Oğuz Kaan Salıcı ve Gülizar Biçer Karaca eşlik etti. Görüşmenin akabinde yapılan ortak açıklama sırasında Kılıçdaroğlu, özetle şunları söylemiş oldu:
HERKESİN HAKKI VAR: (Cumhurbaşkanı’nın TÜSİAD’a yönelik bu sözleri) Bu ülkede yaşayan, bu ülkede üretim yapan, üretim yapmayıp çalışan, çiftçisi, emekçisi, köylüsü, emeklisi, sanayicisi, tüccarı her insanın konuşmaya hakkı var. ‘Siz konuşmayın, ben konuşacağım’ diyor. daha sonra da dünyaya demokrasi dersi vermeye kalkıyor. Demokrasinin ‘D’sinden dahi haberi yok. ‘Önümüzü nazaranmiyoruz’ diyor. ‘Dolar ne olacak bilmiyoruz’ diyor. Beyefendi sarayda olduğu için, sarayın dışını görmediği için, üretimle olan bağları koptuğu için, yalnızca ve yalnızca sarayı ve etrafını gördüğü için dünyadaki gelişmeleri de Türkiye’deki gelişmeleri de izleyemiyor, bilmiyor. Kendisini aslında uyarıyorlar, bu yanlıştır diyor, söylemiş oldukleri ne, ‘ekonomi biliminin gereğini yapın’ diyorlar, bilime vurgu yapıyorlar, bilime vurgu yapmak bile rahatsız ediyor onu, ya akıl alacak şey değil. Devlet akılla, bilgiyle yönetilir. Sevgili Peygamberimizin ne hoş kelamı var, ilim Çin’de bile olsa gidin öğrenin diyor. Sana bilim vurgusu yapılıyor, sen karşı çıkıyorsun. Ahlak vurgusu yapılıyor, ona da karşı çıkıyor.
FAİZİN İNDİĞİ YOK: Hangi faiz indi? Çiftçinin faizi indi mi, hayır, esnafın faizi indi mi, hayır. Kredi kartı kullanıp bankalara borçlanan sade vatandaşın faizi indi mi, hayır. Kimin faizi indi? Vatandaşa yansıyan bir şey yok. Kim kazanıyor, bankalar kazanıyor. Faizin falan indiği yok. Hayal aleminde yaşıyor bunlar. ‘Faizi indireceğim’, Londra’daki tefecilere dünyanın faizini ödeyen kim? Dolar baronlarına dünyanın parasını ödeyen kim?
MUHATAP ALMAK YANLIŞ: Emin olun yani soru sormasanız bu alanlara girmeyeceğim. Erdoğan’ı muhatap almak bile yanlış aslında. Akli melekeleri yerinde mi, orda da önemli telaşlarım var. Bir insan ülkesine bu kadar büyük bir ihanet yapamaz, ihanet ortasında olamaz. Bir organize kötülük ile karşı karşıyayız. 84 milyon perişan vaziyette. Yönetilmeyen bir ülkenin yarın ne olacak hatta bir saat daha sonra ne olacağını kimse bilmiyor.
ÇOK FAZLA KONUŞTUK: (Cumhurbaşkanı’nın Nas müddeti sözleri) Ne konuşursa konuşsun, Erdoğan ülkeyi yönetemez, yönetemiyor aslına bakarsanız, bir ülke deneme sınamayla yönetilmez. Adaleti bitirdiniz. Liyakatı bitirdiniz. Devleti almışsın bir bireye teslim etmişsin, o bir kişi ne istiyorsa onu yapıyor.
OH DESİNLER: Gidecekler. Göndereceğiz. Demokratik kurallar içerisinde göndereceğiz. Bir an evvel sandığın gelmesini istiyoruz. Getirsinler sandığı, devleti adaletle yönetmek istiyoruz. Devlette beşerler bir nefes alsınlar, ‘oh desinler, biraz rahat ettik’ desinler. Oh desinler ya… Bunu yapacağız. Dostlarımızla birlikte yapacağız. Bir dostumuzla esasen artık beraberyiz.
‘Sabah afakanlarla kalkıyoruz’
Demokrat Parti başkanı Gültekin Uysal da özetle şunları söylemiş oldu:
“Adeta ülkede Gogol’ün ‘Bir Mecnunun Hatıra Defteri’ romanından uyarlanmış bir tiyatro oynanıyor. Her günümüz, sabah afakanlarla kalkıyoruz. Bu iktidarın iklim değişikliğinin muhtaçlık olduğu bu biçimde bir devirde iktidarını sürdürmesi, milletimizin ödeyeceği bedelleri katmerlendireceğini görüyoruz. Önümüzde Türk demokrasinin en güç imtihanı var. Önümüzde en uzun yüzyılımız üzere en uzun seçim devrimiz var. O açıdan da bilerek ve istenerek sokağa düşsün isteniyor. İnsanımızın sağ duyusu bu vakte kadar müsaade etmedi, bundan daha sonra da müsaade etmeyecek.”
HERKESİN HAKKI VAR: (Cumhurbaşkanı’nın TÜSİAD’a yönelik bu sözleri) Bu ülkede yaşayan, bu ülkede üretim yapan, üretim yapmayıp çalışan, çiftçisi, emekçisi, köylüsü, emeklisi, sanayicisi, tüccarı her insanın konuşmaya hakkı var. ‘Siz konuşmayın, ben konuşacağım’ diyor. daha sonra da dünyaya demokrasi dersi vermeye kalkıyor. Demokrasinin ‘D’sinden dahi haberi yok. ‘Önümüzü nazaranmiyoruz’ diyor. ‘Dolar ne olacak bilmiyoruz’ diyor. Beyefendi sarayda olduğu için, sarayın dışını görmediği için, üretimle olan bağları koptuğu için, yalnızca ve yalnızca sarayı ve etrafını gördüğü için dünyadaki gelişmeleri de Türkiye’deki gelişmeleri de izleyemiyor, bilmiyor. Kendisini aslında uyarıyorlar, bu yanlıştır diyor, söylemiş oldukleri ne, ‘ekonomi biliminin gereğini yapın’ diyorlar, bilime vurgu yapıyorlar, bilime vurgu yapmak bile rahatsız ediyor onu, ya akıl alacak şey değil. Devlet akılla, bilgiyle yönetilir. Sevgili Peygamberimizin ne hoş kelamı var, ilim Çin’de bile olsa gidin öğrenin diyor. Sana bilim vurgusu yapılıyor, sen karşı çıkıyorsun. Ahlak vurgusu yapılıyor, ona da karşı çıkıyor.
FAİZİN İNDİĞİ YOK: Hangi faiz indi? Çiftçinin faizi indi mi, hayır, esnafın faizi indi mi, hayır. Kredi kartı kullanıp bankalara borçlanan sade vatandaşın faizi indi mi, hayır. Kimin faizi indi? Vatandaşa yansıyan bir şey yok. Kim kazanıyor, bankalar kazanıyor. Faizin falan indiği yok. Hayal aleminde yaşıyor bunlar. ‘Faizi indireceğim’, Londra’daki tefecilere dünyanın faizini ödeyen kim? Dolar baronlarına dünyanın parasını ödeyen kim?
MUHATAP ALMAK YANLIŞ: Emin olun yani soru sormasanız bu alanlara girmeyeceğim. Erdoğan’ı muhatap almak bile yanlış aslında. Akli melekeleri yerinde mi, orda da önemli telaşlarım var. Bir insan ülkesine bu kadar büyük bir ihanet yapamaz, ihanet ortasında olamaz. Bir organize kötülük ile karşı karşıyayız. 84 milyon perişan vaziyette. Yönetilmeyen bir ülkenin yarın ne olacak hatta bir saat daha sonra ne olacağını kimse bilmiyor.
ÇOK FAZLA KONUŞTUK: (Cumhurbaşkanı’nın Nas müddeti sözleri) Ne konuşursa konuşsun, Erdoğan ülkeyi yönetemez, yönetemiyor aslına bakarsanız, bir ülke deneme sınamayla yönetilmez. Adaleti bitirdiniz. Liyakatı bitirdiniz. Devleti almışsın bir bireye teslim etmişsin, o bir kişi ne istiyorsa onu yapıyor.
OH DESİNLER: Gidecekler. Göndereceğiz. Demokratik kurallar içerisinde göndereceğiz. Bir an evvel sandığın gelmesini istiyoruz. Getirsinler sandığı, devleti adaletle yönetmek istiyoruz. Devlette beşerler bir nefes alsınlar, ‘oh desinler, biraz rahat ettik’ desinler. Oh desinler ya… Bunu yapacağız. Dostlarımızla birlikte yapacağız. Bir dostumuzla esasen artık beraberyiz.
‘Sabah afakanlarla kalkıyoruz’
Demokrat Parti başkanı Gültekin Uysal da özetle şunları söylemiş oldu:
“Adeta ülkede Gogol’ün ‘Bir Mecnunun Hatıra Defteri’ romanından uyarlanmış bir tiyatro oynanıyor. Her günümüz, sabah afakanlarla kalkıyoruz. Bu iktidarın iklim değişikliğinin muhtaçlık olduğu bu biçimde bir devirde iktidarını sürdürmesi, milletimizin ödeyeceği bedelleri katmerlendireceğini görüyoruz. Önümüzde Türk demokrasinin en güç imtihanı var. Önümüzde en uzun yüzyılımız üzere en uzun seçim devrimiz var. O açıdan da bilerek ve istenerek sokağa düşsün isteniyor. İnsanımızın sağ duyusu bu vakte kadar müsaade etmedi, bundan daha sonra da müsaade etmeyecek.”