Aslıhan2312
Co-Admin
“Ama sen cesursun.” “Duvarın Bu Tarafı: Doğu Almanya'nın Yeni Tarihi 1949-1990” adlı kitabımı araştırırken Doğu Almanya'yı gezdiğimde ve oradaki insanlarla fikrim hakkında konuştuğumda bu cümle tekrar tekrar aklıma geldi. Bakış açılarına katkıda bulunmak için konuya yeni bir konu verin.
“Neden?” diye sordum hep, şaşkınlıkla. Meydan okuyan, öfkeli bir kitap yazmak istemedim; daha ziyade bu ülkede yaşamamış olanlara Doğu Almanya'yı açıklama girişiminde bulunmak istedim. Kitabımın İngilizce yazılmış Almanca baskısı şu ana kadar yapılan on bir çeviriden biriydi ve özellikle Almanya'da hararetli bir tartışmayı tetiklemek için tasarlanmamıştı. Kitapla dünyaya Doğu Almanya vatandaşlarının mağdurlar, takipçiler ve failler olarak kolayca bölünebilecek gri bir kitle olmadığını, bireysel yaşam hikayeleri anlatılmaya değer 16 milyon insan olduğunu göstermek istedim. Eğer birisinin farklı bir görüşü varsa, bunu tartışın, diye düşündüm. Planımda neyin cesur olması gerektiğini anlamadım.
“Neden?” diye sordum hep, şaşkınlıkla. Meydan okuyan, öfkeli bir kitap yazmak istemedim; daha ziyade bu ülkede yaşamamış olanlara Doğu Almanya'yı açıklama girişiminde bulunmak istedim. Kitabımın İngilizce yazılmış Almanca baskısı şu ana kadar yapılan on bir çeviriden biriydi ve özellikle Almanya'da hararetli bir tartışmayı tetiklemek için tasarlanmamıştı. Kitapla dünyaya Doğu Almanya vatandaşlarının mağdurlar, takipçiler ve failler olarak kolayca bölünebilecek gri bir kitle olmadığını, bireysel yaşam hikayeleri anlatılmaya değer 16 milyon insan olduğunu göstermek istedim. Eğer birisinin farklı bir görüşü varsa, bunu tartışın, diye düşündüm. Planımda neyin cesur olması gerektiğini anlamadım.