Eş durumu tayini için kaç yıl evli olmak gerekir ?

Sarp

Global Mod
Global Mod
Eş Durumu Tayininde Kaç Yıl Evli Olmak Gerekir? Bir Hikâyenin Gölgesinde Gerçek Bir Soru

Selam dostlar,

Bugün biraz farklı bir şey paylaşmak istiyorum sizlerle. Kanun maddelerinden, yönetmeliklerden ya da resmi cümlelerden değil… Gerçek bir hikâyeden bahsedeceğim. Çünkü bazen bir yönetmeliğin ağırlığı, bir insanın kalbinde yankı buluyor. “Eş durumu tayini için kaç yıl evli olmak gerekir?” sorusunun ardında yalnızca rakamlar değil, hayatlar var. İşte bu hikâye de o hayatlardan biri…

Bir Hikâye: İki Şehrin Arasında Kalan İki Kalp

Ayşe ve Mehmet…

Tıp fakültesinden mezun olduklarında birbirlerine söz vermişlerdi: “Nerede olursak olalım, aynı gökyüzünün altında olacağız.”

İkisi de ideallerinin peşindeydi. Mehmet, iç hastalıkları asistanı olarak Ankara’da kalmıştı. Ayşe ise tayini çıkan küçük bir kasabada görevine başlamıştı. Aralarındaki mesafe yaklaşık 800 kilometreydi — ne çok, ne de az; ama kalpleri her kilometrede biraz daha ağırlaşıyordu.

İlk aylarda her hafta sonu kavuşuyorlardı. Sonra yollar uzadı, nöbetler arttı, yorgunluklar büyüdü. Telefon konuşmaları daha kısa, sessizlikler daha uzun olmaya başladı.

Bir akşam Ayşe, yorgun bir sesle şöyle dedi:

“Mehmet, bu kadar uzaklıkta evlilik nereye kadar sürer?”

Mehmet bir süre sustu, sonra sadece şunu söyledi:

“Bir dilekçelik mesafedeyiz aslında, ama bazen kâğıt en kalın duvardan bile sert oluyor.”

Eş Durumu Tayininde Gerçekler

İşte o “kâğıt” aslında herkesin merak ettiği soruyu barındırıyor:

Eş durumu tayini için kaç yıl evli olmak gerekir?

Türkiye’de memurlar için bu durum 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu ve Milli Eğitim, Sağlık, Adalet gibi bakanlıkların kendi yönetmelikleriyle düzenleniyor.

Genel kural şu:

Eş durumu tayini için evlilik şartı en az bir yıl fiilen evli olmak değil, resmî evliliğin belgelenmiş olması.

Yani evlilik yeni olsa bile tayin başvurusu yapılabiliyor. Ancak pratikte bu, görev yerindeki ihtiyaçlar, kurumun kontenjanı ve dönemsel atama süreçleriyle sınırlı.

Yani bir yıl evli olmak kural değil, ama o süre genellikle başvuruların fiilen kabul edildiği zaman dilimi.

Bir başka deyişle, yasa izin veriyor ama sistem bazen kalbi bekletiyor.

Erkeklerin Stratejisi: Mehmet’in Planı

Mehmet tam bir çözüm insanıydı.

“Neyse ki mevzuat net,” dedi kendi kendine. “Belgeleri hazırlarım, eşimle aynı şehirde olma hakkımız var.”

Tablolar, takvimler, hizmet puanları… Her detayı inceledi.

Ama sistemin dili, duyguların diliyle aynı değildi.

“Personel ihtiyacı nedeniyle talebiniz şu anda karşılanamamaktadır” yazıyordu gelen yanıt.

Bir satırlık bir reddin ardında, binlerce saatlik özlem gizliydi.

O gün Mehmet ilk kez bir yönetmeliğe bakarken gözleri doldu.

“Yasa ne kadar adil olursa olsun,” diye düşündü, “aşık birini bekletiyorsa eksiktir.”

Kadınların Empatisi: Ayşe’nin Sessizliği

Ayşe daha duygusal ama bir o kadar güçlüydü.

Kasabadaki çocuklarla, yaşlı hastalarla ilgilenirken içindeki boşluğu doldurmaya çalışıyordu.

Ama her akşam güneş batarken hastanenin camından aynı yöne bakıyordu:

“Orada şimdi Mehmet’in ışığı yanıyor mu?”

Bir gün nöbetten çıkınca forumlarda gezinirken bir yazı gördü:

“Eş durumu tayini için evliliğin 1. yılı mı bekleniyor?”

Altında onlarca yorum vardı.

Kimi “3 ayda çıktı tayinim” diyordu, kimi “2 yıldır bekliyorum” diye yazmıştı.

Ayşe hepsine empatiyle baktı. Çünkü o satırların her birinde biraz kendini gördü.

Sonra içinden bir cümle geçti:

“Biz bazen sadece bir dilekçeyi değil, bir umudu bekliyoruz.”

Kültürel Perspektif: Farklı Coğrafyaların Farklı Ağırlıkları

Eş durumu konusu aslında sadece Türkiye’ye özgü değil.

Dünyanın birçok ülkesinde kamu görevlileri için benzer uygulamalar var.

Örneğin:

- Fransa’da kamu çalışanlarının “aile birliği hakkı” anayasal güvence altında.

- Japonya’da evli çiftler için rotasyon sistemleri, evliliğin ilk yılını ayrı geçirmemeleri için düzenleniyor.

- Kanada’da ise “partner equality policy” kapsamında eşin yaşadığı yere yakın bir bölgeye atama önceliği veriliyor.

Türkiye’de ise bu denge hâlâ tam oturmuş değil. Eş durumu tayinleri bazen “idari zorunluluklara” takılıyor.

Ama toplumsal olarak bakıldığında, bizim kültürümüzde “aile birliği” sadece bir hak değil, bir değer.

Ve bu değerin korunması, aslında sistemin insana yaklaşımını gösteriyor.

Bir Yılın Ağırlığı

Ayşe ve Mehmet, dilekçeler, belgeler, bekleyişler arasında bir yılı devirdiler.

O süre zarfında birbirlerine her gün “dayan” dediler.

Ve sonunda bir sabah, Mehmet’in ekranına kısa bir mesaj düştü:

“Eş durumu atamanız onaylanmıştır.”

O an dünyaları değişti.

Ayşe’nin ilk yaptığı şey hastanedeki küçük çocuklara sarılmak oldu.

“Artık ben de evime gidiyorum,” dedi, gözleri parlayarak.

Mehmet ise valizini hazırlarken sadece bir cümle fısıldadı:

“Bir yıl sürdü ama her dakikası buna değdi.”

Forumdaşlara Soru: Sizce Bu Bekleyiş Gerekli mi?

Siz ne düşünüyorsunuz dostlar?

Bir yıl beklemek, sistemin adaleti için mi yoksa bürokrasinin yavaşlığı için mi gerekli?

Evlilikte birlik sağlamak bir lüks mü, yoksa devletin koruması gereken bir hak mı?

Ve en önemlisi: Bir sevgi, bir dilekçe süresince beklemeyi hak eder mi?

Kimi cevap “Evet, sabır da sevginin parçasıdır.” diyecek,

kimi “Hayır, beklemek sevgiyi yıpratır.”

Ama belki de asıl mesele şu:

Sistem, insanı bekletirken, insan birbirini beklemeye devam ediyor.

Ve bazen o bekleyiş, bir evliliği değil, bir inancı güçlendiriyor.