Kedi Olalı Bir Fare Yakalamış Ne Demek ?

Irem

Global Mod
Global Mod
Giriş: Farklı Açılardan Bakmayı Sevenlerin Başlığı

Selam forumdaşlar, bugün “Kedi olalı bir fare yakalamış” deyimini masaya yatırmak istiyorum. Hani birinin sonunda, zaten ondan beklenen en temel işi yaptığında söylenen, hafif iğneli, bol ironili cümle var ya… Hem güldürüyor, hem düşündürüyor; bazen motivasyon kırıyor, bazen de toplumsal eleştiri taşıyor. Ben de farklı perspektiflerden bakmayı seven biri olarak; erkeklerin daha objektif/veri odaklı yorumlarını, kadınların daha duygusal/toplumsal etkiler odaklı okumalarıyla yan yana koyup tartışmayı harlandırmak istiyorum. Buyurun, siz de kendi deneyimlerinizi dökün, beraber netleştirelim.

Deyimin Çıplak Anlamı ve Alt Metni

“Kedi olalı bir fare yakalamış” doğrudan baktığımızda, ‘kedi’ gibi fare yakalaması beklenen bir varlığın, sonunda bu beklentiyi karşılamasını alaya alır. Alt metinde ise şu mesaj gizlidir: “Zaten işin buydu; bunu yapman abartılacak bir başarı değil.” Yani, ‘ilk ve gecikmiş başarı’ için kullanılan, üstelik başarıyı küçülten bir ifade. Bu küçümseyici ton, bağlama göre masum bir şaka ile pasif-agresif bir sitem arasında gidip gelir.

Nerede ve Neden Kullanılıyor?

İş yerinde performansı tartışılır birinin, aylar sonra ilk kez hedef tutturmasına; okulda derslerini sallayan birinin, tek bir sınavdan yüksek not almasına; aile içinde sürekli erteleyen birinin nihayet bir işi halletmesine karşılık, “Kedi olalı…” denir. Bu kullanım, bir yandan “beklenti çıtasını” hatırlatır; öte yandan “başarıyı değersizleştirme” riski taşır. Tam da bu ikili doğa yüzünden deyim, mizah ve eleştiriyi aynı çuvala koyar.

Objektif/Veri Odaklı Bakış: “Örneklem Tek Seferlik, Trend Nerede?”

Erkeklerin daha objektif ve veri odaklı yaklaşımı (elbette bireysel farklılıklar saklı tutularak), bu deyimi bir “ölçme–değerlendirme” filtresinden geçirir.

1. Tek veri noktası yanlılığı: Bir kez yakalanan “fare” (başarı), performansın sürdürülebilirliğini kanıtlamaz. Deyim, tek seferlik olayın abartılmasını frenleyen bir ironi gibi de okunabilir. “Bir deneme ile genelleme yapmayalım.”

2. Beklentinin tanımı: Görev tanımında yer alan bir şey yapıldıysa, bu “temel yeterlilik”tir; “üstün başarı” değil. Deyim, “başarı kategorilerini” ayrıştırır: minimum standart vs. katma değer.

3. Trend görmedikçe alkış yok: Veri odaklı akıl, “seride devamlılık” arar. İkinci, üçüncü “fare” gelmeden övgüye temkinli durur. Bu, kalite güvence açısından faydalı; motivasyon açısından risklidir.

4. Kaynak–çıktı dengesi: “Kaç kaynakla, ne kadar zamanda, hangi kaliteyle?” soruları öne çıkar. Deyimin sarkastik tonu, bazen “efor/çıktı” oranının dengesizliğine dikkat çeker.

Duygusal/Toplumsal Etki Odaklı Bakış: “Motivasyon Kırılması ve Etiketleme”

Kadınların daha empatik ve toplumsal etkiler odaklı okuması ise; dilin duygusal yankısını ve ilişkisel sonuçlarını büyüteç altına alır.

1. İlk başarıyı küçümsemenin bedeli: Yeni başlayan biri için o ilk başarı, kırılgan bir özgüven kıvılcımıdır. “Kedi olalı…” demek, o kıvılcımı rüzgâra tutmak olabilir. İnsan hikâyesi hatırlatır: “Yola çıkmanın değeri var.”

2. Etiket üretimi: Deyim, kişiyi “zaten işin bu” kalıbına sıkıştırırken gelişimi görmezden gelebilir. Böylece “yetersiz ama tesadüfen başardı” etiketi yapışır. Sosyal çevrede kalıcı iz bırakabilir.

3. İlişkisel iklim: Ekiplerde alaycı dil, psikolojik güveni zedeler. Topluluk kültürü “takdir–geri bildirim” dengesini kaybederse, insanlar risk almaktan, yenilik denemekten kaçınır.

4. Toplumsal adalet çağrısı: Başarıya giden yol, herkes için eşit değildir. Eğitime erişim, iş yükü, bakım emeği gibi faktörler hesaba katılmadan kullanılan ironiler, haklı bir isyanı tetikler: “Benim bir ‘fare’ yakalamam, başkasının on ‘fare’sine bedel olabilir.”

Köprü Kuran Okuma: “Hem Veriyi, Hem Hikâyeyi Görelim”

Bana kalırsa en sağlıklı yaklaşım, iki merceği birleştirmek:

- Veri merceği: Sürdürülebilir performans ve süreç kalitesi için trend, örneklem ve kaynak-çıktı oranı değerlidir.

- Hikâye merceği: Bireyin başlangıç noktası, engelleri ve duygusal iklimi de aynı derecede önemlidir. İlk başarıyı küçümsemek yerine, “Standart bu, ama iyi başlangıç; hadi devamını getirelim” diyebilmek gerekir.

İş Yerinden Bir Senaryo: İki Cümle Arasındaki Uçurum

Aynı duruma verilen iki farklı tepki düşünün:

- Cümle A (deyimsel, iğneli): “Kedi olalı bir fare yakalamış.”

- Cümle B (dengeli geri bildirim): “Bu sonuç rol beklentilerimizle uyumlu. İyi başlangıç; şimdi aynı kaliteyi tekrarlanabilir hale getirelim.”

İkisinin veriye dayalı mesajı benzer olabilir; ama duygusal etkileri bambaşka. A, kısa vadede gülümsetse de uzun vadede iklimi bozar; B, hem çerçeve koyar hem motivasyonu korur.

Dilin Gücü: Mizah mı, Mikro-İğneleme mi?

Türkçede ironi güçlü bir araç. Fakat ince çizgi var: Mizah, “yukarıdan aşağı” vurduğunda mikro-iğnelemeye dönüşür. Eşitler arası arkadaş sohbetinde hafif bir takılma ile hiyerarşik ilişkide geçirilen iğne aynı etkiyi yaratmaz. Deyimin tonu, bağlama göre ya “şen kahkaha” ya da “sessiz kırgınlık” doğurabilir.

Alternatif İfadeler: İğnesiz Netlik Mümkün

- “Bu, rolün temel gerekliliklerinden biri; iyi iş çıkmış. Şimdi sürdürülebilirliği konuşalım.”

- “Başlangıç kriteri sağlandı. Bir sonraki adım: tekrarlanabilir süreç.”

- “Beklenen standardı yakaladın; devamı için kaynak/planı birlikte gözden geçirelim.”

Bu cümleler veri odaklı netliği korurken, kişiyi küçük düşürmeden mesaja odaklanır.

Kültürel Arka Plan: Ustalık–Beklenti–Alay Üçgeni

Anadolu söz geleneğinde, “işin erbabı işini yapar” fikri yaygındır. Deyim, ustalığın ‘olağan’ kabulüne yaslanır. Fakat günümüz dünyasında işler çeşitlendi, rol tanımları karmaşıklaştı. “Temel iş” dediğimiz şey bile; sistem, eğitim, ekip, araç ve zamanla şekillenir. O yüzden deyimin taşıdığı ‘basitleştirme’ bazen gerçekliğin karmaşıklığını görmezden gelebilir.

Tartışmayı Alevlendirecek Sorular

- Sizce tek başarıyı küçümsemek mi, abartmak mı daha tehlikeli? Neden?

- Aynı cümleyi (deyimi) bir müdür söyleyince ve bir yakın arkadaş söyleyince etkisi nasıl değişir?

- İlk başarıyı takdir edip yine de standardı hatırlatmanın en etkili cümlesi sizce nedir? Somut örnek verin.

- Deyimi hangi bağlamlarda “haklı ironi”, hangi bağlamlarda “motivasyon kırıcı” buluyorsunuz?

- Veri odaklı bakış, duygusal/toplumsal bakışla nasıl ortak bir zeminde buluşabilir? Bir “geri bildirim şablonu” önerir misiniz?

Sonuç: Denge ve Niyet

“Kedi olalı bir fare yakalamış” deyimi; hem gerçek payı olan bir uyarı hem de yanlış yer ve tonda motivasyonu baltalayan bir iğne olabilir. Erkeklerin veri/objektif meritokrasi odağı bize “trend ve standart” bilincini; kadınların duygusal/toplumsal etkiler odağı ise “insani iklim ve adalet” duyarlılığını hatırlatıyor. En iyisi, bu iki bakışı harmanlamak: İlk başarıyı takdir et, sürdürülebilirliği talep et; kişiyi değil davranışı konuş; mizahı yukarıdan değil eşit düzlemden yap. Böylece hem “kedi” hevesini kaybetmez, hem “fare”ler düzenli olarak elde edilir. Şimdi söz sizde: Sizin dilinizde bu deyimin karşılığı nedir; nerede güldürür, nerede yaralar? Yorumlarda buluşalım.