Saliha
Yeni Üye
CHP Önderi Kılıçdaroğlu, Ankara’da muhtarlar, sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve kanaat başkanlarıyla buluştu. Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin, bölgesinde kuvvetli bir ülke haline nasıl gelmesi gerektiği sorusunun sorulması gerektiğini belirterek, “Bütün komşularımızla bağlantılarımızı büyütmek zorundayız. İster Suriye ister Irak ister Yunanistan ister Mısır olsun. Bütün ülkelerle dost olmak zorundayız. Bakınız 3 milyon 600 bin resmi kayıtlara göre Suriyeli var. Resmi olmayanlara göre 5 milyon. Ne olacak bunlara? Biz bunlara 40 milyar dolar para harcadık, 2 yıl evvel. Pekala bu beşerler ne olacak? Bu yetmedi artık Afganistan’dan geliyorlar. Üstelik binlerce kilometreyi aşarak Türkiye’ye geliyorlar ve bir kişi değil, on kişi değil Suriye’deki üzere çocuk, bayan, genç, yaşlı değil. Hepsi genç, neredeyse silahını almış Türkiye’ye gelmiş gençler” dedi.
‘GETİRENLERE KIZACAĞIZ’
Kılıçdaroğlu, AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik’in ‘bir tek mülteci almayacağız’ açıklamasını yaptığını belirterek, “En doruktaki ‘parayı veren düdüğü çalar’ diyor. Ya arkadaş biz üçüncü sınıf mıyız? Beyefendiler rahat etsin diye bütün düşünceyi biz mi çekeceğiz? Bize mi onların rahatı için para veriyorlar? Bu ırkçılık değildir, bakın bedelli arkadaşlar. Irkçılık inancımızda da reddetmemiz gereken bir durum lakin benim ülkemde bizlere yanlış siyasetlerle hem sığınmacılar hem biz mahvoluyoruz. Adamlar burada kalmak istemiyor. Türkiye onların taşeronları mı ya? Siz alın. Sizde kişi başına gelir 25 bin dolar, siz alın beyefendiler. Niçin biz alıyoruz. kimi vakit sığınmacılara kızıyoruz, niçin kızıyoruz. Getirenlere kızacağız. Onlara kapıyı açana kızacağız. Sığınmacı nasıl geliyor elini kolunu açarak buraya? Nasrettin Hocanın türbesi üzere kapı var ve bütün etraf açık” diye konuştu.
‘TERÖRÜ İSLAMOFOBİ OLARAK TANIMLAMAK GERÇEK DEĞİL’
Kılıçdaroğlu, terör olaylarının dünyanın her tarafında olduğunu, Avrupalıların İslam ülkelerindeki terörü ‘İslamofobi’ olarak tanımladığını söyleyerek, şu biçimde konuştu:
“Terörü İslam ülkeleriyle bağdaştırdığın vakit olmaz. Bir yerde terör var ise terörün üzerine gidersin yakalarsın, suçlarsın. Lakin terörü İslamofobi olarak tanımlarsan bu yanlışsız değil. Nasıl düzelecek pekala? Eğer nitekim bu ülkede huzur sağlamak istiyorsak hangi görüşten hangi kimlikten olursa olsun hangi hayat biçimini benimserse benimsesin insanların huzuru için çalışmayı temel unsur edinmek lazım, bunun ismi demokrasidir. Demokrasi hem de her insanın can ve mal güvenliğini sağlamak demektir. En geç 2 yıl ortasında mülteci sıkıntısını çözmeye kararlıyız. O kardeşlerimizin yollarını, okullarını yapacağız ve kardeşlerimize ‘Bak Suriye’de meskenini, yolunu, kreşini yaptık’ diyeceğiz. Esad ile görüşeceğiz. Herkes ülkesinde huzur ortasında yaşayacak.”
‘GETİRENLERE KIZACAĞIZ’
Kılıçdaroğlu, AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik’in ‘bir tek mülteci almayacağız’ açıklamasını yaptığını belirterek, “En doruktaki ‘parayı veren düdüğü çalar’ diyor. Ya arkadaş biz üçüncü sınıf mıyız? Beyefendiler rahat etsin diye bütün düşünceyi biz mi çekeceğiz? Bize mi onların rahatı için para veriyorlar? Bu ırkçılık değildir, bakın bedelli arkadaşlar. Irkçılık inancımızda da reddetmemiz gereken bir durum lakin benim ülkemde bizlere yanlış siyasetlerle hem sığınmacılar hem biz mahvoluyoruz. Adamlar burada kalmak istemiyor. Türkiye onların taşeronları mı ya? Siz alın. Sizde kişi başına gelir 25 bin dolar, siz alın beyefendiler. Niçin biz alıyoruz. kimi vakit sığınmacılara kızıyoruz, niçin kızıyoruz. Getirenlere kızacağız. Onlara kapıyı açana kızacağız. Sığınmacı nasıl geliyor elini kolunu açarak buraya? Nasrettin Hocanın türbesi üzere kapı var ve bütün etraf açık” diye konuştu.
‘TERÖRÜ İSLAMOFOBİ OLARAK TANIMLAMAK GERÇEK DEĞİL’
Kılıçdaroğlu, terör olaylarının dünyanın her tarafında olduğunu, Avrupalıların İslam ülkelerindeki terörü ‘İslamofobi’ olarak tanımladığını söyleyerek, şu biçimde konuştu:
“Terörü İslam ülkeleriyle bağdaştırdığın vakit olmaz. Bir yerde terör var ise terörün üzerine gidersin yakalarsın, suçlarsın. Lakin terörü İslamofobi olarak tanımlarsan bu yanlışsız değil. Nasıl düzelecek pekala? Eğer nitekim bu ülkede huzur sağlamak istiyorsak hangi görüşten hangi kimlikten olursa olsun hangi hayat biçimini benimserse benimsesin insanların huzuru için çalışmayı temel unsur edinmek lazım, bunun ismi demokrasidir. Demokrasi hem de her insanın can ve mal güvenliğini sağlamak demektir. En geç 2 yıl ortasında mülteci sıkıntısını çözmeye kararlıyız. O kardeşlerimizin yollarını, okullarını yapacağız ve kardeşlerimize ‘Bak Suriye’de meskenini, yolunu, kreşini yaptık’ diyeceğiz. Esad ile görüşeceğiz. Herkes ülkesinde huzur ortasında yaşayacak.”