Saliha
Yeni Üye
GÜLDEN ÇOKTAN İstanbul – Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ulusal Savunma Üniversitesi Deniz ve Hava Harp Okulu Diploma Alma ve Sancak Evre Teslim Töreni’ne katıldı. Merasimde, Ulusal Savunma Bakanı Hulusi Akar, Genelkurmay Lideri Orgeneral Yaşar Güler, Kara Kuvvetleri Kumandanı Orgeneral Musa Avsever, Deniz Kuvvetleri Kumandanı Oramiral Adnan Özbal, Hava Kuvvetleri Kumandanı Orgeneral Hasan Küçükakyüz de yer aldı. Mezun olanları tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Malazgirt’ten bugüne bu toprakların vatan kılınması için uğraş eden, gerektiğinde canını ortaya koyan Sultan Alparslan’dan Osman Gazi’ye, Fatih’ten Gazi Mustafa Kemal’e kadar tüm kahramanları rahmet ve şükranla yad ettiğini lisana getirdi.
Erdoğan konuşmasını şöyleki sürdürdü: “Milli uğraşımızı zaferle neticelendirip Cumhuriyetimizi kurduğumuzda uzunca bir süre kendi sıkıntılarımızla uğraşmak mecburiyetinde kaldık. Tahminen de bilhassa bırakıldık. Ülkemiz demokrasi ve kalkınmada kat ettiği arayla bir daha güçlenmeye başladığında kendisiyle bir arada tüm mazlumların ve mağdurların umudu haline geldi. PKK’dan FETÖ’ye kadar Türkiye’nin önüne sıra sıra dizilen birçok tuzakları birer birer aşarak bir daha asli gündemimize odaklandık. Büyük ve kuvvetli Türkiye’yi hak ve özgürlüklerden iktisada kadar her alanda kökleştirecek adımları kararlılıkla atarak aydınlık geleceğimize hakikat adım adım ilerliyoruz. Alışılmış bu sürecin en kritik safhalarından biri de egemenliğimizin en kıymetli ögesi olan askeri gücümüzü her alanda çağın gereklerine ve hatta ötesine taşıyacak altyapıyı kurmuş olmamızdır. Eskiler ‘Kem aletle kemalat olmaz’ derler. Biz de bu kelamı ‘Başkalarının ihsanıyla kuvvetli savunma sanayi kurulamaz’ diyerek, tefsir ederek kendi göbeğimizi kendimiz kesmeye karar verdik. Artık İHA’larımız var mı? Artık SİHA’larımız var mı? Artık Akıncılarımız var mı? Hepsi var. Artık kapılarda dilenci değiliz, tam tersine artık herkes bizden talep ediyor ve işte Azerbaycan’da SİHA’larımızla vardık. Libya’da SİHA’larımızla vardık. Bundan daha sonra da bir daha kimsenin kapısında dilenci olmayacağız, zira bütün bunların hepsi bizde var.”
‘Hürkuş’u da yapacağız’
Erdoğan, “Dedik ki ‘Biz NATO’da birlikte değil miyiz? birlikteiz. Bakın biz terörle gayret ediyoruz. Terörle çaba ederken siz bizlere takviye vermeyecek misiniz?’ Ve bu biçimde oğul Bush çabucak Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice’ı çağırdı ve bize şöyleki iki günlüğüne dönüşümlü biçimde İHA’ları verdi. İHA’lar biliyorsunuz yalnızca koordinat tespitine yarayan uçaklardı ancak bize İHA değil, SİHA lazımdı. Yani silahlı olan insansız hava aracı lazımdı. Ancak sağ olsun bunlar bizim önümüzü açtı ve artık biz İHA’mızı da yaptık SİHA’mızı da yaptık ve sonunda Akıncı’yı da yaptık. Bunlar bize yetmez devam ediyoruz artık Hürkuş’umuzu da yapacağız” dedi.
‘Telsiz bile vermediler’
Türk Silahlı Kuvvetleri’nin en sıradaninden en yüksek teknolojiye sahip olanına kadar neredeyse A’dan Z’ye her eserin tedarikinde nasıl zorlanıldığını çok âlâ bildiğini vurgulayan Erdoğan, “Bulduğumuz alternatif tedarik kanallarının kısa müddette nasıl kapatıldığını, verilen kelamların nasıl tutulmadığını, imzalanan kontratların uyduruk sebeplerle nasıl yerine getirilmediğini asla unutmayacağız. Biz bunu Kıbrıs’ta yaşadık ve Kıbrıs’ta bize bunlar telsiz bile vermediler ve ancak biz ASELSAN’la telsizimizi de yapar hale geldik. Berbat komşular bizi konut sahibi yaptı. Ellerinden gelse tanklarımızı yürüyemez, gemilerimizi limandan kalkamaz, uçaklarımızı havalanamaz hale getireceklerdi. Artık bunların hepsini sahiplendik ve yürütür hale getirdik” dedi.
Erdoğan konuşmasını şöyleki sürdürdü: “Milli uğraşımızı zaferle neticelendirip Cumhuriyetimizi kurduğumuzda uzunca bir süre kendi sıkıntılarımızla uğraşmak mecburiyetinde kaldık. Tahminen de bilhassa bırakıldık. Ülkemiz demokrasi ve kalkınmada kat ettiği arayla bir daha güçlenmeye başladığında kendisiyle bir arada tüm mazlumların ve mağdurların umudu haline geldi. PKK’dan FETÖ’ye kadar Türkiye’nin önüne sıra sıra dizilen birçok tuzakları birer birer aşarak bir daha asli gündemimize odaklandık. Büyük ve kuvvetli Türkiye’yi hak ve özgürlüklerden iktisada kadar her alanda kökleştirecek adımları kararlılıkla atarak aydınlık geleceğimize hakikat adım adım ilerliyoruz. Alışılmış bu sürecin en kritik safhalarından biri de egemenliğimizin en kıymetli ögesi olan askeri gücümüzü her alanda çağın gereklerine ve hatta ötesine taşıyacak altyapıyı kurmuş olmamızdır. Eskiler ‘Kem aletle kemalat olmaz’ derler. Biz de bu kelamı ‘Başkalarının ihsanıyla kuvvetli savunma sanayi kurulamaz’ diyerek, tefsir ederek kendi göbeğimizi kendimiz kesmeye karar verdik. Artık İHA’larımız var mı? Artık SİHA’larımız var mı? Artık Akıncılarımız var mı? Hepsi var. Artık kapılarda dilenci değiliz, tam tersine artık herkes bizden talep ediyor ve işte Azerbaycan’da SİHA’larımızla vardık. Libya’da SİHA’larımızla vardık. Bundan daha sonra da bir daha kimsenin kapısında dilenci olmayacağız, zira bütün bunların hepsi bizde var.”
‘Hürkuş’u da yapacağız’
Erdoğan, “Dedik ki ‘Biz NATO’da birlikte değil miyiz? birlikteiz. Bakın biz terörle gayret ediyoruz. Terörle çaba ederken siz bizlere takviye vermeyecek misiniz?’ Ve bu biçimde oğul Bush çabucak Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice’ı çağırdı ve bize şöyleki iki günlüğüne dönüşümlü biçimde İHA’ları verdi. İHA’lar biliyorsunuz yalnızca koordinat tespitine yarayan uçaklardı ancak bize İHA değil, SİHA lazımdı. Yani silahlı olan insansız hava aracı lazımdı. Ancak sağ olsun bunlar bizim önümüzü açtı ve artık biz İHA’mızı da yaptık SİHA’mızı da yaptık ve sonunda Akıncı’yı da yaptık. Bunlar bize yetmez devam ediyoruz artık Hürkuş’umuzu da yapacağız” dedi.
‘Telsiz bile vermediler’
Türk Silahlı Kuvvetleri’nin en sıradaninden en yüksek teknolojiye sahip olanına kadar neredeyse A’dan Z’ye her eserin tedarikinde nasıl zorlanıldığını çok âlâ bildiğini vurgulayan Erdoğan, “Bulduğumuz alternatif tedarik kanallarının kısa müddette nasıl kapatıldığını, verilen kelamların nasıl tutulmadığını, imzalanan kontratların uyduruk sebeplerle nasıl yerine getirilmediğini asla unutmayacağız. Biz bunu Kıbrıs’ta yaşadık ve Kıbrıs’ta bize bunlar telsiz bile vermediler ve ancak biz ASELSAN’la telsizimizi de yapar hale geldik. Berbat komşular bizi konut sahibi yaptı. Ellerinden gelse tanklarımızı yürüyemez, gemilerimizi limandan kalkamaz, uçaklarımızı havalanamaz hale getireceklerdi. Artık bunların hepsini sahiplendik ve yürütür hale getirdik” dedi.