Saliha
Yeni Üye
Tatar, Türkiye’deki temasları kapsamında Ankara Fotoğraf ve Heykel Müzesi’nin Tarihi Türk Ocağı Salonu’nda “Avrasya Hizmetleri Mükafatları 2021″e katılarak konuşma yaptı.
Osmanlı’nın 1571’de Kıbrıs’ı fethettiğini anımsatan Tatar, “Maraş cet toprağıdır.” diye konuştu.
Osmanlı’nın fethin akabinde Maraş’ta birinci vakit içinderda vakıflar kurduğunu lakin İngiltere idaresi periyodunda buradaki vakıf mallarının Rumlara peşkeş çekildiğini söyleyen Tatar, kentin, 1974 öncesi de Akdeniz’in en çok turist ağırlayan bir tatil beldesi olduğunu hatırlattı.
Tatar şöyleki devam etti:
“Maraş’ın açılma vaktinin geldiğini haykırınca büyük bir ilgi gördük. Türkiye Cumhuriyeti’nin takviyeleriyle o Kapalı Maraş, açılmış bir Maraş olarak KKTC hükûmetinin bir itici gücü olarak orada duruyor. Bir defa ekonomik bakımdan, bir sefer turizm bakımından ve siyasal manada da bu iki devletli politikayı artık gündeme getirdikten daha sonra Maraş açılımıyla daha kuvvetli bir devlet, daha kuvvetli bir KKTC ve Türkiye ile iş birliğiyle daha haysiyetli, bize yakışan bir siyasettir.”
“Halkların kendi mukadderatını tayin hakkı vardır, işte Kıbrıs’ta da bu vardır”
Kıbrıs’ın kendi geleceğini tayin etmesine ait konuşan Tatar, “İnsan hakları denildiğinde halkların kendi yazgısını tayin hakkı vardır. İşte Kıbrıs’ta da bu vardır.” halinde konuştu.
Kıbrıs’ın Türkiye’nin garantörlüğünde kendi halkı, devleti, devlet kurumlarıyla kendi mukadderatını tayin için yıllardır uğraş verdiğini kaydeden Tatar, “Kıbrıs’ta bu gerçeklerin kökleşmesinin dünya tarafınca da kabul edilmesi gerektiğini bir defa daha paylaşmak istiyorum. Bilakis 1974 öncesine dönüş Kıbrıs’ta çatışmayı da hengameyi da huzursuzluğu da her türlü kargaşayı da geri getirecek bir potansiyele sahiptir.” tabirini kullandı.
Tatar şunları kaydetti:
“Benim yolum bizlerin yoludur. Benim yolum Türklük yoludur. Benim yolum Kıbrıs Türk halkının bekası, KKTC’nin güçlenmesi, büyük Türk dünyasında Türk dünyasının bir kesimi olarak Türkiye ile iş birliği ortasında bize yakışan bir biçimde bağımsız, özgür ve onurlu bir biçimde KKTC’nin hayat çabasının taçlandırılması içindir. “
Tatar konuşmasının akabinde kendisine takdim edilen “Kazak Şapanı” isimli klâsik elbiseyi giydi.
Eko Avrasya Derneği İdare Konseyi Lideri Hikmet Eren de Türkiye ile Türk dünyası içindeki ekonomik, kültürel ve toplumsal iş birliği ile dostluk bağlarının kuvvetlendirilmesine katkıda bulunmak gayesiyle çalışmalarını aralıksız sürdürdüklerini, Türkiye’nin tanıtım konusunda kamu diplomasisi alanında adımlar attıklarını kaydetti.
Eren, “Eko Avrasya olarak bugün geldiğimiz noktaya bakacak olursak kamu ve iktisat diplomasisi alanında yaklaşık 40 ülkede gerçekleştirmiş faaliyetler her kesim tarafınca takdirle karşılanmaktadır.” tabirini kullandı.
Konuşmaların akabinde ödül merasimine geçildi. Tatar, merasimde Azerbaycan’ın Tovuz şehitlerinden Tümgeneral Polat Haşimov’un annesine çiçek ve plaket takdim etti. Ersin Tatar, şehide Allah’tan rahmet, annesine de sabırlar diledi.
Osmanlı’nın 1571’de Kıbrıs’ı fethettiğini anımsatan Tatar, “Maraş cet toprağıdır.” diye konuştu.
Osmanlı’nın fethin akabinde Maraş’ta birinci vakit içinderda vakıflar kurduğunu lakin İngiltere idaresi periyodunda buradaki vakıf mallarının Rumlara peşkeş çekildiğini söyleyen Tatar, kentin, 1974 öncesi de Akdeniz’in en çok turist ağırlayan bir tatil beldesi olduğunu hatırlattı.
Tatar şöyleki devam etti:
“Maraş’ın açılma vaktinin geldiğini haykırınca büyük bir ilgi gördük. Türkiye Cumhuriyeti’nin takviyeleriyle o Kapalı Maraş, açılmış bir Maraş olarak KKTC hükûmetinin bir itici gücü olarak orada duruyor. Bir defa ekonomik bakımdan, bir sefer turizm bakımından ve siyasal manada da bu iki devletli politikayı artık gündeme getirdikten daha sonra Maraş açılımıyla daha kuvvetli bir devlet, daha kuvvetli bir KKTC ve Türkiye ile iş birliğiyle daha haysiyetli, bize yakışan bir siyasettir.”
“Halkların kendi mukadderatını tayin hakkı vardır, işte Kıbrıs’ta da bu vardır”
Kıbrıs’ın kendi geleceğini tayin etmesine ait konuşan Tatar, “İnsan hakları denildiğinde halkların kendi yazgısını tayin hakkı vardır. İşte Kıbrıs’ta da bu vardır.” halinde konuştu.
Kıbrıs’ın Türkiye’nin garantörlüğünde kendi halkı, devleti, devlet kurumlarıyla kendi mukadderatını tayin için yıllardır uğraş verdiğini kaydeden Tatar, “Kıbrıs’ta bu gerçeklerin kökleşmesinin dünya tarafınca da kabul edilmesi gerektiğini bir defa daha paylaşmak istiyorum. Bilakis 1974 öncesine dönüş Kıbrıs’ta çatışmayı da hengameyi da huzursuzluğu da her türlü kargaşayı da geri getirecek bir potansiyele sahiptir.” tabirini kullandı.
Tatar şunları kaydetti:
“Benim yolum bizlerin yoludur. Benim yolum Türklük yoludur. Benim yolum Kıbrıs Türk halkının bekası, KKTC’nin güçlenmesi, büyük Türk dünyasında Türk dünyasının bir kesimi olarak Türkiye ile iş birliği ortasında bize yakışan bir biçimde bağımsız, özgür ve onurlu bir biçimde KKTC’nin hayat çabasının taçlandırılması içindir. “
Tatar konuşmasının akabinde kendisine takdim edilen “Kazak Şapanı” isimli klâsik elbiseyi giydi.
Eko Avrasya Derneği İdare Konseyi Lideri Hikmet Eren de Türkiye ile Türk dünyası içindeki ekonomik, kültürel ve toplumsal iş birliği ile dostluk bağlarının kuvvetlendirilmesine katkıda bulunmak gayesiyle çalışmalarını aralıksız sürdürdüklerini, Türkiye’nin tanıtım konusunda kamu diplomasisi alanında adımlar attıklarını kaydetti.
Eren, “Eko Avrasya olarak bugün geldiğimiz noktaya bakacak olursak kamu ve iktisat diplomasisi alanında yaklaşık 40 ülkede gerçekleştirmiş faaliyetler her kesim tarafınca takdirle karşılanmaktadır.” tabirini kullandı.
Konuşmaların akabinde ödül merasimine geçildi. Tatar, merasimde Azerbaycan’ın Tovuz şehitlerinden Tümgeneral Polat Haşimov’un annesine çiçek ve plaket takdim etti. Ersin Tatar, şehide Allah’tan rahmet, annesine de sabırlar diledi.