Lisanı hal lisanı kalden entaktır ne demek ?

Arda

Global Mod
Global Mod
“Lisan-ı Hâl, Lisan-ı Kal’den Entaktır” Ne Demek? Karşılaştırmalı Bir Forum Analizi

Arkadaşlar merhaba, uzun zamandır zihnimi meşgul eden bir söz üzerine sizlerle tartışmak istiyorum: “Lisan-ı hâl, lisan-ı kalden entaktır.” İlk duyduğumda kulağa oldukça edebi geldi, ama üzerine düşündükçe çok derin bir anlam taşıdığını fark ettim. Basitçe söylersek bu söz, “davranışların dili, sözlerin dilinden daha etkilidir” demek. Yani insanın hal ve hareketleri, söylediklerinden çok daha güçlü bir mesaj taşır.

Şimdi gelin bu sözün kökenini, günümüzdeki yansımalarını ve gelecekte nasıl bir önem kazanabileceğini birlikte ele alalım. Aynı zamanda erkeklerin daha objektif ve veri odaklı yaklaşımını, kadınların ise duygusal ve toplumsal bakış açısını karşılaştırarak tartışmayı zenginleştirelim.

Tarihsel ve Kavramsal Köken

“Lisan-ı hâl” kavramı, özellikle İslam düşüncesinde ve klasik edebiyatta sıkça karşımıza çıkar. Mevlânâ’dan Yunus Emre’ye kadar birçok mutasavvıf, insanın hâl diliyle yani yaşam biçimiyle çevresine mesaj verdiğini vurgulamıştır. “Lisan-ı kal” ise sözlü ifade, yani dil aracılığıyla iletişimdir.

Bu söz aslında şunu anlatır: İnsan binlerce söz söyleyebilir ama davranışları bunları desteklemiyorsa, o sözler boş kalır. Yani eylem, sözü tamamlar; hatta çoğu zaman ondan daha etkilidir.

Siz ne dersiniz? Davranışın dili, gerçekten sözün dilinden daha mı güçlüdür?

Günümüzdeki Yansımalar

Bugün bu sözün önemini belki de her zamankinden fazla hissediyoruz. Sosyal medyada insanlar her gün binlerce şey yazıyor, paylaşım yapıyor ama gerçekte hayatlarında neyi uyguladıkları daha belirleyici oluyor. Bir kişi “çevreyi koruyalım” diyebilir ama yere çöp attığında, sözü değil davranışı hatırlanıyor.

İş hayatında da aynı şey geçerli. Bir yönetici “ekibimi önemsiyorum” diyorsa ama çalışanlarıyla empati kurmuyorsa, asıl mesajı davranışları veriyor. Yani “lisan-ı hâl” sessiz ama çok güçlü bir iletişim biçimi.

Peki sizce, sosyal medya çağında hâl dili mi daha önemli hale geldi, yoksa sözün gücü mü hâlâ baskın?

Erkeklerin Objektif ve Veri Odaklı Yaklaşımı

Forumlarda erkek üyelerin bu konudaki yaklaşımı genellikle daha rasyonel oluyor. Onlar “lisan-ı hâl”i ölçülebilir davranışlarla tanımlıyorlar:

- Bir öğretmenin öğrencilerine ayırdığı gerçek zaman,

- Bir yöneticinin verdiği sözleri tutma oranı,

- Bir kişinin sosyal davranışlarının sözleriyle ne kadar örtüştüğü.

Erkekler için burada önemli olan şey, veriyle desteklenebilir sonuçlar. Yani davranış, gözlemlenebilir ve ölçülebilir olduğu için daha güvenilir kabul ediliyor. Onlara göre gelecekte de iş dünyasında, siyasette ya da günlük yaşamda “davranışların kanıt değeri” sözlerden daha çok önem kazanacak.

Ama şu soruyu sormadan edemiyorum: Sizce insan davranışlarını gerçekten bu kadar ölçmek ve veriyle ifade etmek mümkün mü?

Kadınların Duygusal ve Toplumsal Bakışı

Kadın üyeler ise bu sözü daha çok duygusal bağlamda ve toplumsal etkiler üzerinden yorumluyorlar. Onlara göre lisan-ı hâl, insanların kalbinde iz bırakan bir iletişim şekli. Bir anne çocuğuna “seni seviyorum” demese bile, ona sarıldığında, ilgilendiğinde zaten sevgisini gösteriyor.

Ayrıca kadınların bakış açısı toplumsal düzeyde de önemli bir noktaya işaret ediyor: Toplumda güven, dayanışma ve saygı, sözlerden çok davranışlarla inşa ediliyor. Bir liderin toplumuna verdiği mesajlar değil, halkına karşı tutumları belirleyici oluyor.

Kadınların bu yaklaşımı bize şunu düşündürüyor: Gelecekte, sözlerin değil, empatiyle kurulan davranışların toplumsal ilişkilerde daha fazla değer göreceği bir döneme mi giriyoruz?

Geleceğe Dair Olası Yansımalar

1. İş Dünyasında: Şirketlerin vizyon ve misyon ifadeleri değil, çalışanlarına ve çevreye nasıl davrandıkları önem kazanacak.

2. Siyasette: Politikacıların vaatlerinden çok, halkın gözünde somut icraatları konuşulacak.

3. Kişisel Hayatta: İnsan ilişkilerinde güven, “söylediğini yapabilme” kabiliyeti üzerinden değerlendirilecek.

4. Toplumsal Güven: Davranışların dili, toplumda samimiyet ve güvenin temel kriteri olacak.

Burada sorulması gereken kritik soru şu: Sizce gelecekte toplum daha çok söze mi, yoksa davranışa mı bakarak güven inşa edecek?

Forum Tartışmasını Canlı Tutacak Sorular

1. Sizce bir kişinin davranışları mı yoksa sözleri mi daha kalıcı bir etki bırakır?

2. Erkeklerin objektif, veri odaklı yaklaşımı mı yoksa kadınların duygusal ve toplumsal bakışı mı daha doğruya yakın?

3. Sosyal medyada sürekli söze maruz kaldığımız bu çağda, hâl dili hâlâ güçlü mü?

4. Gelecekte liderleri ya da arkadaşlarımızı değerlendirirken hangi dili daha çok dikkate alacağız?

Sonuç: İki Dili Birleştiren Bir Yorum

“Lisan-ı hâl, lisan-ı kalden entaktır” sözü bize şunu hatırlatıyor: Sözler güçlüdür ama davranışlar daha derin izler bırakır. Erkeklerin objektif ve veri odaklı yaklaşımı, davranışların ölçülebilirliğini öne çıkarıyor. Kadınların duygusal ve toplumsal odaklı yaklaşımı ise, davranışların kalplerde bıraktığı etkileri hatırlatıyor.

Belki de en doğrusu, bu iki bakış açısını birleştirmek: Hem davranışların ölçülebilir somut sonuçlarını görmek hem de onların duygusal ve toplumsal etkilerini göz ardı etmemek. Çünkü gerçek iletişim, sadece dilde değil, hayatın tamamında yaşanıyor.

Şimdi top sizde: Sizce “lisan-ı hâl” mi daha güçlü, yoksa “lisan-ı kal” mi?

---

Kelime sayısı: ~860