Saliha
Yeni Üye
Çelik’in açıklamalarının satır başları şu biçimde; Sakarya Zaferi’nin 100. yılının idrak ettiğimiz devirdeyiz. Bu safer dönüm noktalarından bir adedidir. Düşmana dur diyerek bu toprakların ebediyen topraklarımız olacağını bir sefer daha ilan edilmiştir. O uğraş emeği geçenlere hürmetlerimizi şükranlarımızı sunuyoruz. Şehitlerimizi rahmetle anıyoruz. Diyarbakır annelerinin evlat nöbeti üçüncü yılına girdi. Hakkari, Şırnak, İzmir ve Muş’ta da aileler vicdan nöbetini tutmaya devam ediyor. Öteki vilayetlerdeki anneler de gündemimizdedir.
“130 TERÖR AKSİYONU ENGELLENMİŞTİR”
Terörle çaba operasyonları kuvvetli bir biçimde devam ediyor. Eren operasyonları 15 bölgede sürüyor. TSK’nın Irak’ın kuzeyinde başlatmış olduğu Pençe operasyonları da devam ediyor. İnsanlık düşmanı yapı olan terör karşı yapılan çaba sorumluluğumuzdur. Durmaksızın operasyonlar devam ediyor. Yalnızca bu yıl içerisinde ülkemizde 130 terör hareketini güvenlik güçlerimiz engellemiştir. Engellenen 126 aksiyon terör örgütü PKK’nın, 3 hareket teşebbüsü DEAŞ’ın, 1 hareket ise çok bir sol örgütün teşebbüsüydü.
OKULLARDA YÜZ YÜZE EĞİTİM
Okullar açıldı, pandemi periyodunda MEB ve Sıhhat Bakanlığımızın çerçevesinde okulları açma ve yeni devri sürdürme faaliyetlerini yönetiyorlar. Çok şey yapıldı, hükümetlerimiz devrinde. AK Parti periyodunda okul öncesi eğime erişim fazlaca değerli. 2002 ve 2020 yılları içinde okul öncesi eğitim yaklaşık 4 kat artmıştır. 4+4+4 eğitim sistemiyle 12 yıllık kesintisiz eğitim de kıymetli rol oynadı. MEB’in bütçesi eğitime dayanak olarak daima artırmıştır. Eğitim alanındaki asıl özne öğretmenlerimizdir. Öğretmen başına düşen öğrenci sayısı azaldı. Öğretmenlerin öğrencilerle rahat ilgilenebilmesini sağlanmıştır. Öğretmen başına düşen öğrenci sayısı İlköğretim 27’den 17 düşürülmüştür. Eğitim alanına bundan daha sonrasında daha kuvvetli bir şeklide yeni yaklaşımlarla yatırım yapmaya, güçlendirmeye devam edeceğiz.
CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN’IN ‘DAHA ADİL BİR DÜNYA MÜMKÜN’ KİTABI
Sayın Cumhurbaşkanımızın kitabı yayınlandı. Bu kitap ülkemizin siyasi ve çeşitli konulardaki liderlik ettiği hususları anlatıyor. BM’deki ikili standart problemidir. BM’nin meşruiyet, kapsayıcı sıkıntıları var. Cumhurbaşkanımız BM toplantılarına katıldığında yüksek sesle bunları tabir etti. Veto konusundaki imtiyazın ortadan kalkması üzere konularda bu kitapta yalnızca tenkitleri değil değerlendirmeleri de okumak mümkün olacaktır. Aslında kurumların giderek fonksiyonsuzlaştığı periyodun içerisinden geçiyoruz. Bu kitapta Türkiye’nin hangi ıslahat tekliflerinde bulunduğu görülecektir. Bu kitaptan gelecek gelir AFAD’a bağışlanacaktır.
MISIR İLE OLAĞANLAŞMA SÜRECİ
Mısır’la münasebetlerimizde olağanlaşma süreci yaşanıyor. Bundan memnuniyet duyuyoruz. Mısır ülkemizin kıymetli ortaklarından bir tanesi. Tarihten gelen kardeşlik bağlarımız, dostluk bağlarımız var. Mısır ile ikili bağlantıların haricinde konuşmamız gereken diğer problemler de var. Libya, Suriye, Irak, Filistin ve Doğu Akdeniz’deki gelişmeler Mısır ile konuşmamız gereken problemler.
AFGANİSTAN’DA SON DURUM
Afganistan’daki yabancı askerlerin tamamı 31 Ağustos tarihinde ülkeden ayrılmış oldu. NATO takviye misyonunun sona ermesiyle bizim askerlerimiz dönmüş oldular. Türkiye Kabil büyükelçiliğini kapatmamıştır. Büyükelçiliğimiz hizmet vermeye devam etmektedir. İnsan hakları, bayan hakları başta olmak üzere Afganistan’daki hususları hassasiyetle takip ediyoruz. Şu evrede süreksiz hükümet kuruldu, gereğince kapsamlı olduğunu söyleyemeyiz. Geçmişte yaşanan olayların yaşanmamasını temenni ediyoruz. Uluslararası toplumun daha sağ duyulu davranması, Afganistan’ı kendi bahtına teslim etmemesi gerekir. Okuma yazması eksik siyasetçiler bizim oradaki fiili gücü resmen tanıdığımız tabir ettiler. Bizim büyükelçiliğimiz Afganistan’daki bir yetkiliyle görüştüğü vakit resmi bir güçle görüşmüş oluyorsunuz. Taliban ile görüştüğünüzde fiili bir görüşme yapmış olursunuz. Bunlarla ilgili konuşurken daha dikkatli konuşmakta yarar vardır. Türkiye hassas bağları yürütmek durumunda olsa bu istikrarlara saldırmak, bununla ilgili olarak bozucu siyasetler ortaya koyma konusunda çabucak harekete geçenler var. Türkiye’nin çıkarları her insanın çıkarlarıdır. Burada yürütülen siyasete katkıda bulunmak daha manalı olur.
LAFARGE’A REAKSİYON
Suriye’de Afganistan modellemesinin yapıldığını görüyoruz. PKK/YPP örgütüyle ilgili yaptığımız tenkitler taze. Artık yeni bir şey çıktı. Frsanız Lafarge firması, Saklı Servisi’nin bilgisi dahilinde DEAŞ’ı desteklemiş. Bu faaliyet insanlığa karşı işlenen hatalara örnektir. Fransız yargısı da Lafarge firmasının yargılanması için karar aldı. Türkiye’yi suçlayanlar halbuki kendi yaptıklarını bastırmaya çalışıyorlarmış.
SORU-CEVAP
TÜRKİYE CUMHURBAŞKANI TABİRİ…
Türkiye Cumhurbaşkanı sözünün kullanılmasıyla yapılan tartışma aslında önce de yapılmıştır. Bunu söz eden milletvekili bilgisizlikten dolayı bunu gündeme getiriyor. Burada Türkiye Cumhurbaşkanı demek Türkiye rejiminin başı demektir. TDK’nın tabir ettiği Türkçe açısından Türkiye Cumhurbaşkanı demektir. YSK’nın 2014 yılında Cumhurbaşkanlığı seçiminde verdiği kararda Türkiye Cumhurbaşkanı olarak seçilmiştir diye yer alıyor. Gerçek kullanım TDK’nın söylemidir. Türkiye Cumhurbaşkanı ismi üstünde Türkiye rejiminin başıdır. ötürüsıyla boş bir tartışmadır.
FOX MUHABİRİNİN TOPLANTIYA ALINMADIĞI ARGÜMANI
Burada durumları özelleştirmemeye çalışıyoruz. Kimilerinin takıntılı bir biçimde ağır tabirleri olsa da biz bunu özelleştirmemeye çalışıyoruz. Buradaki palavralardan bir tanesi burayı tertipli izleyen biri değildir. 3-4 ayda bir buraya gelen biridir. Buraya her girdiğinde de toplantıya alınmaması ya da soru sorulmaması üzere durum kelam konusu değildir. Buradaki sorun kuralların uyulmamasıdır. Bu muhabir arkadaş uyarıldığında sorun çıkmıştır. Hatta FOX idaresine de iletilmiştir. Bu muhabirin ferdî davranışlarıyla ilgili bir sorundur. Bunu getirip ondan sonrasında ana haber bülteninde FOX’un kurumsal yapısına yönelik söylüyor. O bizim aldığımız sonucu da eleştirebileceksiniz ancak kamuoyuna gerçek bilgi vereceksiniz. Rahatlıkla arayıp burayı sorabilirsiniz. Öteki muhabir arkadaşla hiç bir sorun yaşanmamıştı. Bir kurumsal sıkıntıyı söz ediyor. Bunların gazetecilikle alakası ne var. Kurumsal bir sıkıntı değildi bir muhabirin şahsi davranışlarına yönelik bir durumdu.
Bu kanal yayını yaptı istediğini söyleyebilir. Sözcü’den Deniz Zeyrek çıkıp bir yazı yazıyor. Yazı baştan aşağı şahsi taarruz. Kendileri demokratmışta biz güvenlikçiymişiz. Bir röportajımız yayınlanmıştı. Benim Kültür ve Turizim Bakanlığımız vaktinde. Devlet Operada bir yazı çıktı. Biz ‘Bu haber yalandır’ dedik. Olmayan bir lafdan bahsedip diğer kanaldan yaşanan bir durumu girerek, büsbütün kişiselleştirmeye çalışıyorlar. Yanıt veremeyeceğimiz bir soru yok. Biz muhakkak bir sonda duruyorsak sanmasınlar ki bu bir zaaftır.
SİYASETTE ‘LAİKLİK’ TARTIŞMASI
Sayın Resul Tosun’un da Engin Özkoç’un da sözlerine katılmıyoruz. AK Parti’nin laiklik hususuyla ilgili duruşu nettir, tüzüğümüzde vardı. Anayasa’da kalmasını istiyoruz, katiyen çıkartılamaz. Laiklik etrafımızdaki coğrafyaya baktığımızda barışı sağlayan bir düzenek. Laiklik prensibinin Anayasa’da korunması gerektiğini düşünüyoruz. Laikliğin istismarıdır laikçilik. AK Parti iktidara geldiği birinci günden beri Laiklik prensibini kuvvetli bir biçimde korumuştur.
EDREMİT’TE TARTIŞMA YARATAN İMAJLAR
Cumhuriyet’in özel bir günün kutlandığı bir gün aslında bayanı onurlandıran bir gün de olması lazım. Cumhuriyet’i kutlamayı bayanların bir kısmı kıyafet olarak aşağılamayı amaç alan var ise Cumhuriyet’i de anlamamış demektir. Kurtuluş periyodunda o kıyafetle bayanlar anneler cepheye mermi taşıyordu. Bu kadar yabanî bir şey olabilir mi? Utanç verici bir şey olabilir mi? Ne Cumhuriyet’ten ne tarihten nasibini almıştır. Kılık kıyafeti ne olursa bizi ilgilendirmez. Diğer bir hastalık daha barındırıyor. Tarih içerisindeki büyük yürüyüşümüzün hengame ettirmemeyi asla yanlışsız bulmuyoruz. Daima olarak bayanların diğer ideolojik objesinin çatışması olarak kullanılması hastalıklı bir fikirdir.
“130 TERÖR AKSİYONU ENGELLENMİŞTİR”
Terörle çaba operasyonları kuvvetli bir biçimde devam ediyor. Eren operasyonları 15 bölgede sürüyor. TSK’nın Irak’ın kuzeyinde başlatmış olduğu Pençe operasyonları da devam ediyor. İnsanlık düşmanı yapı olan terör karşı yapılan çaba sorumluluğumuzdur. Durmaksızın operasyonlar devam ediyor. Yalnızca bu yıl içerisinde ülkemizde 130 terör hareketini güvenlik güçlerimiz engellemiştir. Engellenen 126 aksiyon terör örgütü PKK’nın, 3 hareket teşebbüsü DEAŞ’ın, 1 hareket ise çok bir sol örgütün teşebbüsüydü.
OKULLARDA YÜZ YÜZE EĞİTİM
Okullar açıldı, pandemi periyodunda MEB ve Sıhhat Bakanlığımızın çerçevesinde okulları açma ve yeni devri sürdürme faaliyetlerini yönetiyorlar. Çok şey yapıldı, hükümetlerimiz devrinde. AK Parti periyodunda okul öncesi eğime erişim fazlaca değerli. 2002 ve 2020 yılları içinde okul öncesi eğitim yaklaşık 4 kat artmıştır. 4+4+4 eğitim sistemiyle 12 yıllık kesintisiz eğitim de kıymetli rol oynadı. MEB’in bütçesi eğitime dayanak olarak daima artırmıştır. Eğitim alanındaki asıl özne öğretmenlerimizdir. Öğretmen başına düşen öğrenci sayısı azaldı. Öğretmenlerin öğrencilerle rahat ilgilenebilmesini sağlanmıştır. Öğretmen başına düşen öğrenci sayısı İlköğretim 27’den 17 düşürülmüştür. Eğitim alanına bundan daha sonrasında daha kuvvetli bir şeklide yeni yaklaşımlarla yatırım yapmaya, güçlendirmeye devam edeceğiz.
CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN’IN ‘DAHA ADİL BİR DÜNYA MÜMKÜN’ KİTABI
Sayın Cumhurbaşkanımızın kitabı yayınlandı. Bu kitap ülkemizin siyasi ve çeşitli konulardaki liderlik ettiği hususları anlatıyor. BM’deki ikili standart problemidir. BM’nin meşruiyet, kapsayıcı sıkıntıları var. Cumhurbaşkanımız BM toplantılarına katıldığında yüksek sesle bunları tabir etti. Veto konusundaki imtiyazın ortadan kalkması üzere konularda bu kitapta yalnızca tenkitleri değil değerlendirmeleri de okumak mümkün olacaktır. Aslında kurumların giderek fonksiyonsuzlaştığı periyodun içerisinden geçiyoruz. Bu kitapta Türkiye’nin hangi ıslahat tekliflerinde bulunduğu görülecektir. Bu kitaptan gelecek gelir AFAD’a bağışlanacaktır.
MISIR İLE OLAĞANLAŞMA SÜRECİ
Mısır’la münasebetlerimizde olağanlaşma süreci yaşanıyor. Bundan memnuniyet duyuyoruz. Mısır ülkemizin kıymetli ortaklarından bir tanesi. Tarihten gelen kardeşlik bağlarımız, dostluk bağlarımız var. Mısır ile ikili bağlantıların haricinde konuşmamız gereken diğer problemler de var. Libya, Suriye, Irak, Filistin ve Doğu Akdeniz’deki gelişmeler Mısır ile konuşmamız gereken problemler.
AFGANİSTAN’DA SON DURUM
Afganistan’daki yabancı askerlerin tamamı 31 Ağustos tarihinde ülkeden ayrılmış oldu. NATO takviye misyonunun sona ermesiyle bizim askerlerimiz dönmüş oldular. Türkiye Kabil büyükelçiliğini kapatmamıştır. Büyükelçiliğimiz hizmet vermeye devam etmektedir. İnsan hakları, bayan hakları başta olmak üzere Afganistan’daki hususları hassasiyetle takip ediyoruz. Şu evrede süreksiz hükümet kuruldu, gereğince kapsamlı olduğunu söyleyemeyiz. Geçmişte yaşanan olayların yaşanmamasını temenni ediyoruz. Uluslararası toplumun daha sağ duyulu davranması, Afganistan’ı kendi bahtına teslim etmemesi gerekir. Okuma yazması eksik siyasetçiler bizim oradaki fiili gücü resmen tanıdığımız tabir ettiler. Bizim büyükelçiliğimiz Afganistan’daki bir yetkiliyle görüştüğü vakit resmi bir güçle görüşmüş oluyorsunuz. Taliban ile görüştüğünüzde fiili bir görüşme yapmış olursunuz. Bunlarla ilgili konuşurken daha dikkatli konuşmakta yarar vardır. Türkiye hassas bağları yürütmek durumunda olsa bu istikrarlara saldırmak, bununla ilgili olarak bozucu siyasetler ortaya koyma konusunda çabucak harekete geçenler var. Türkiye’nin çıkarları her insanın çıkarlarıdır. Burada yürütülen siyasete katkıda bulunmak daha manalı olur.
LAFARGE’A REAKSİYON
Suriye’de Afganistan modellemesinin yapıldığını görüyoruz. PKK/YPP örgütüyle ilgili yaptığımız tenkitler taze. Artık yeni bir şey çıktı. Frsanız Lafarge firması, Saklı Servisi’nin bilgisi dahilinde DEAŞ’ı desteklemiş. Bu faaliyet insanlığa karşı işlenen hatalara örnektir. Fransız yargısı da Lafarge firmasının yargılanması için karar aldı. Türkiye’yi suçlayanlar halbuki kendi yaptıklarını bastırmaya çalışıyorlarmış.
SORU-CEVAP
TÜRKİYE CUMHURBAŞKANI TABİRİ…
Türkiye Cumhurbaşkanı sözünün kullanılmasıyla yapılan tartışma aslında önce de yapılmıştır. Bunu söz eden milletvekili bilgisizlikten dolayı bunu gündeme getiriyor. Burada Türkiye Cumhurbaşkanı demek Türkiye rejiminin başı demektir. TDK’nın tabir ettiği Türkçe açısından Türkiye Cumhurbaşkanı demektir. YSK’nın 2014 yılında Cumhurbaşkanlığı seçiminde verdiği kararda Türkiye Cumhurbaşkanı olarak seçilmiştir diye yer alıyor. Gerçek kullanım TDK’nın söylemidir. Türkiye Cumhurbaşkanı ismi üstünde Türkiye rejiminin başıdır. ötürüsıyla boş bir tartışmadır.
FOX MUHABİRİNİN TOPLANTIYA ALINMADIĞI ARGÜMANI
Burada durumları özelleştirmemeye çalışıyoruz. Kimilerinin takıntılı bir biçimde ağır tabirleri olsa da biz bunu özelleştirmemeye çalışıyoruz. Buradaki palavralardan bir tanesi burayı tertipli izleyen biri değildir. 3-4 ayda bir buraya gelen biridir. Buraya her girdiğinde de toplantıya alınmaması ya da soru sorulmaması üzere durum kelam konusu değildir. Buradaki sorun kuralların uyulmamasıdır. Bu muhabir arkadaş uyarıldığında sorun çıkmıştır. Hatta FOX idaresine de iletilmiştir. Bu muhabirin ferdî davranışlarıyla ilgili bir sorundur. Bunu getirip ondan sonrasında ana haber bülteninde FOX’un kurumsal yapısına yönelik söylüyor. O bizim aldığımız sonucu da eleştirebileceksiniz ancak kamuoyuna gerçek bilgi vereceksiniz. Rahatlıkla arayıp burayı sorabilirsiniz. Öteki muhabir arkadaşla hiç bir sorun yaşanmamıştı. Bir kurumsal sıkıntıyı söz ediyor. Bunların gazetecilikle alakası ne var. Kurumsal bir sıkıntı değildi bir muhabirin şahsi davranışlarına yönelik bir durumdu.
Bu kanal yayını yaptı istediğini söyleyebilir. Sözcü’den Deniz Zeyrek çıkıp bir yazı yazıyor. Yazı baştan aşağı şahsi taarruz. Kendileri demokratmışta biz güvenlikçiymişiz. Bir röportajımız yayınlanmıştı. Benim Kültür ve Turizim Bakanlığımız vaktinde. Devlet Operada bir yazı çıktı. Biz ‘Bu haber yalandır’ dedik. Olmayan bir lafdan bahsedip diğer kanaldan yaşanan bir durumu girerek, büsbütün kişiselleştirmeye çalışıyorlar. Yanıt veremeyeceğimiz bir soru yok. Biz muhakkak bir sonda duruyorsak sanmasınlar ki bu bir zaaftır.
SİYASETTE ‘LAİKLİK’ TARTIŞMASI
Sayın Resul Tosun’un da Engin Özkoç’un da sözlerine katılmıyoruz. AK Parti’nin laiklik hususuyla ilgili duruşu nettir, tüzüğümüzde vardı. Anayasa’da kalmasını istiyoruz, katiyen çıkartılamaz. Laiklik etrafımızdaki coğrafyaya baktığımızda barışı sağlayan bir düzenek. Laiklik prensibinin Anayasa’da korunması gerektiğini düşünüyoruz. Laikliğin istismarıdır laikçilik. AK Parti iktidara geldiği birinci günden beri Laiklik prensibini kuvvetli bir biçimde korumuştur.
EDREMİT’TE TARTIŞMA YARATAN İMAJLAR
Cumhuriyet’in özel bir günün kutlandığı bir gün aslında bayanı onurlandıran bir gün de olması lazım. Cumhuriyet’i kutlamayı bayanların bir kısmı kıyafet olarak aşağılamayı amaç alan var ise Cumhuriyet’i de anlamamış demektir. Kurtuluş periyodunda o kıyafetle bayanlar anneler cepheye mermi taşıyordu. Bu kadar yabanî bir şey olabilir mi? Utanç verici bir şey olabilir mi? Ne Cumhuriyet’ten ne tarihten nasibini almıştır. Kılık kıyafeti ne olursa bizi ilgilendirmez. Diğer bir hastalık daha barındırıyor. Tarih içerisindeki büyük yürüyüşümüzün hengame ettirmemeyi asla yanlışsız bulmuyoruz. Daima olarak bayanların diğer ideolojik objesinin çatışması olarak kullanılması hastalıklı bir fikirdir.