Saliha
Yeni Üye
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamaları şöyleki; İslam İşbirliği Teşkilatı Gençlik Forumu’nun bedelli üyeleri, sevgili genç kardeşlerim, değerli konuklar sizleri şahsım ve milletim ismine en kalbi hislerimle muhabbetle selamlıyorum. Nazik davetiniz için teşekkür ediyor, İslam İşbirliği Teşkilatı 4. Genel Konseyi’nin başarılı geçmesini diliyorum. Genel heyetin siz gençlerimiz ve tüm İslam alemi için hayırlara vesile olmasını rabbimden niyaz ediyorum. İslam dünyasının farklı köşelerinden şahsen yahut çevrim içi olarak genel konseye iştirak eden bütün genç kardeşlerime beğenilen geldiniz diyorum.
“DEVAM ETMESİ MÜMKÜN DEĞİL”
Sevgili gençler, insanlık tarihinin en çalkantılı periyotlarından birine şahitlik ediyoruz. Dünya gündemini daima meşgul eden güvenlik problemleri, terör faaliyetleri ve salgın hastalıklar hasretini çektiğimiz huzur ortamının tam manasıyla sağlanmasına müsaade vermiyor. İnsanlığın tamamını tehdit eden bu sıkıntılar maalesef en hayli İslam coğrafyasında derin izler bırakıyor. Suriye’den Afganistan’a bütün bunlarla geniş bir coğrafyada, çatışmalarla, göçle, yoksullukla ve hastalıklarla boğuşan Müslümanlar, bir taraftan da bilhassa Batı toplumunda yükselen İslam düşmanlığı ve ırkçılıkla uğraş etmek zorunda kalıyor. Çabucak her gün güya demokrasinin beşiği olarak gösterilen ülkelerde inancı, başörtüsü, kıyafeti sebebiyle tacize uğrayan, ayrımcılığa maruz kalan bir kardeşimizin haberini alıyoruz. Birebir biçimde ülkelerindeki istikrarsızlıktan dolayı göç ederken çölde yahut denizde hayatını kaybeden mazlumların acısıyla yüreğimiz dağlanıyor. Bir tarafta açlığın, savaşın ve aşı yoksulluğun olduğu öbür tarafta lüksün ve sömürünün karar sürdüğü bu adaletsiz sistemin daha fazla devam etmesi mümkün değildir.
“SESLERİNİ DAHA FAZLA YÜKSELTMELİDİR”
Türkiye her yerde ve her fırsatta ‘dünya 5’ten büyüktür’ diyerek bu global adaletsizliğe dikkat çekmektedir. Buyruğu Bil Maruf ve Nehyi Anil Münker ile emredilmiş beşerler olarak hiç birimizin bu makus gidişi uzaktan seyretme lüksü yoktur. Müslümanlar hem kendi huzur ve iyilikleri birebir vakitte bütün insanların güvenlik ve geleceği ismine artık sorumluluk üstlenmeli, şahit oldukları adaletsizlikler karşısında seslerini daha fazla yükseltmelidir. Bunun yolu da evvela aramızdaki İslam kardeşliğini tahsis etmekten, emperyalistlerce daima harlanan fitne ateşini söndürmekten geçiyor.
“EMPERYALİSTLERİN TUZAKLARINA DÜŞMEMEMİZ GEREKİYOR”
Vahdet olmadan rahmet olamayacağını hepimiz çok yeterli biliyoruz. Tıpkı kutsal kitaba inanan, birebir peygamberin ümmeti olan, her gün 5 sefer tıpkı kıbleye yönelen gönüllere set çekilemeyeceğinin de farkındayız. Müslümana yakışan basiret ve ferasetle hareket ederek emperyalistlerin bizleri çekmek istedikleri tuzaklara düşmememiz gerekiyor. Bu kutlu uğraşta hepimize, bilhassa istikbalimizin teminatı olan siz Müslüman gençlere hayli değerli bakılırsavler düşüyor. İhtilafları değil ittifakları, hasımlığı değil muhabbeti güçlendirmeliyiz. Müslümanlığımızın kardeşliğimize verdiğimiz değer kadar olduğunu hiç bir vakit unutmamalıyız. Hem kendimiz tıpkı vakitte mazlumlar ismine yürüttüğümüz hak ve adalet gayretinde teröre bulaşmamalı, şiddete prim vermemeli, hukuk ve meşruiyetten asla sapmamalıyız. Mescide girdiğinde zikir halkası yerine ilim halkasına oturmayı yeğleyen bir peygamberin ümmeti olarak ilmi ve akademik çalışmalara öncelik vermeyi sürdürmeliyiz. Sizleri siyasette, akademide, sporda, ticari ve toplumsal hayatta epeyce daha faal rollerde görmek istiyoruz. Hiç kimsenin ortanıza girmesine, etnik, mezhebi yahut kültürel farklılıklar üzerinden sizleri bölmesine müsaade etmemenizi bekliyorum. Sizlerin çabası, sizlerin samimi, efor ve dualarıyla ümmetin yarınlarının bugünlerinden epey daha uygun, daha müreffeh olacağına inanıyorum.
Rabbim hepimizin, hepinizin yardımcısı olsun diyorum. Sizlerden ülkenize döndüğünüzde tüm vatandaşlarınıza bilhassa genç kardeşlerime selamlarımı iletmenizi rica ediyorum. Genel şuranın başarılı geçmesini diliyor, sizleri bir kere daha sevgiyle, hürmetle selamlıyorum. Kalın sağlıcakla.
“DEVAM ETMESİ MÜMKÜN DEĞİL”
Sevgili gençler, insanlık tarihinin en çalkantılı periyotlarından birine şahitlik ediyoruz. Dünya gündemini daima meşgul eden güvenlik problemleri, terör faaliyetleri ve salgın hastalıklar hasretini çektiğimiz huzur ortamının tam manasıyla sağlanmasına müsaade vermiyor. İnsanlığın tamamını tehdit eden bu sıkıntılar maalesef en hayli İslam coğrafyasında derin izler bırakıyor. Suriye’den Afganistan’a bütün bunlarla geniş bir coğrafyada, çatışmalarla, göçle, yoksullukla ve hastalıklarla boğuşan Müslümanlar, bir taraftan da bilhassa Batı toplumunda yükselen İslam düşmanlığı ve ırkçılıkla uğraş etmek zorunda kalıyor. Çabucak her gün güya demokrasinin beşiği olarak gösterilen ülkelerde inancı, başörtüsü, kıyafeti sebebiyle tacize uğrayan, ayrımcılığa maruz kalan bir kardeşimizin haberini alıyoruz. Birebir biçimde ülkelerindeki istikrarsızlıktan dolayı göç ederken çölde yahut denizde hayatını kaybeden mazlumların acısıyla yüreğimiz dağlanıyor. Bir tarafta açlığın, savaşın ve aşı yoksulluğun olduğu öbür tarafta lüksün ve sömürünün karar sürdüğü bu adaletsiz sistemin daha fazla devam etmesi mümkün değildir.
“SESLERİNİ DAHA FAZLA YÜKSELTMELİDİR”
Türkiye her yerde ve her fırsatta ‘dünya 5’ten büyüktür’ diyerek bu global adaletsizliğe dikkat çekmektedir. Buyruğu Bil Maruf ve Nehyi Anil Münker ile emredilmiş beşerler olarak hiç birimizin bu makus gidişi uzaktan seyretme lüksü yoktur. Müslümanlar hem kendi huzur ve iyilikleri birebir vakitte bütün insanların güvenlik ve geleceği ismine artık sorumluluk üstlenmeli, şahit oldukları adaletsizlikler karşısında seslerini daha fazla yükseltmelidir. Bunun yolu da evvela aramızdaki İslam kardeşliğini tahsis etmekten, emperyalistlerce daima harlanan fitne ateşini söndürmekten geçiyor.
“EMPERYALİSTLERİN TUZAKLARINA DÜŞMEMEMİZ GEREKİYOR”
Vahdet olmadan rahmet olamayacağını hepimiz çok yeterli biliyoruz. Tıpkı kutsal kitaba inanan, birebir peygamberin ümmeti olan, her gün 5 sefer tıpkı kıbleye yönelen gönüllere set çekilemeyeceğinin de farkındayız. Müslümana yakışan basiret ve ferasetle hareket ederek emperyalistlerin bizleri çekmek istedikleri tuzaklara düşmememiz gerekiyor. Bu kutlu uğraşta hepimize, bilhassa istikbalimizin teminatı olan siz Müslüman gençlere hayli değerli bakılırsavler düşüyor. İhtilafları değil ittifakları, hasımlığı değil muhabbeti güçlendirmeliyiz. Müslümanlığımızın kardeşliğimize verdiğimiz değer kadar olduğunu hiç bir vakit unutmamalıyız. Hem kendimiz tıpkı vakitte mazlumlar ismine yürüttüğümüz hak ve adalet gayretinde teröre bulaşmamalı, şiddete prim vermemeli, hukuk ve meşruiyetten asla sapmamalıyız. Mescide girdiğinde zikir halkası yerine ilim halkasına oturmayı yeğleyen bir peygamberin ümmeti olarak ilmi ve akademik çalışmalara öncelik vermeyi sürdürmeliyiz. Sizleri siyasette, akademide, sporda, ticari ve toplumsal hayatta epeyce daha faal rollerde görmek istiyoruz. Hiç kimsenin ortanıza girmesine, etnik, mezhebi yahut kültürel farklılıklar üzerinden sizleri bölmesine müsaade etmemenizi bekliyorum. Sizlerin çabası, sizlerin samimi, efor ve dualarıyla ümmetin yarınlarının bugünlerinden epey daha uygun, daha müreffeh olacağına inanıyorum.
Rabbim hepimizin, hepinizin yardımcısı olsun diyorum. Sizlerden ülkenize döndüğünüzde tüm vatandaşlarınıza bilhassa genç kardeşlerime selamlarımı iletmenizi rica ediyorum. Genel şuranın başarılı geçmesini diliyor, sizleri bir kere daha sevgiyle, hürmetle selamlıyorum. Kalın sağlıcakla.