Saliha
Yeni Üye
MEHTAP GÖKDEMİR Anrara – CHP Eskişehir Milletvekili, TBMM Dışişleri Komitesi üyesi Utku Çakırözer, “Türkiye sivilini, askerini Afganistan’dan tahliye etmeli. Yeni bir misyon üstlenmek istiyorsak bu yeni misyonun da bir milletlerarası meşruiyeti olmalı. Meclis’ten yeni bir tezkereye gereksinim var” dedi. Çakırözer Taliban’ı tanıma, alaka ve meşruiyet sorununda dünya ile ortak hareket edilmesi gerektiğini vurgulayarak, “Türkiye’nin çatlak ses yaratmaması lazım” görüşünü lisana getirdi.
TBMM’deki makamında konuştuğumuz Çakırözer, Afganistan’daki gelişmelere ait Milliyet’e şu değerlendirmeleri yaptı:
TÜREL TEMİNAT LAZIM: “Taliban bize bir şey yapmaz” formundaki yaklaşımlar, orada bizim kalmamızın askeri ve sivil mevcudiyetimizin garantisi olamaz. Türel garanti nedir, bir BM sonucudır, bir NATO sonucudır. Meclis’ten aldığınız tezkeredir. Bunları almadan yalnızca “Taliban’dan olumlu açıklamalar geliyor” diyerek orada askeri, sivil mevcudiyet bulunması risklidir. Yeni bir misyon üstlenmek istiyorsak bu yeni misyonun da memleketler arası meşruiyeti olmalı. Afganistan’da idarede kim var ise onların isteğiyle olmalı ancak onları yani Taliban’ı yasallaştıracak bir şey değil. Taliban ile dünyanın bir uzlaşısını görmek lazım. Hak ve özgürlükler konusunda, göçle, uyuşturucu ile terörle uğraşta Taliban’ın somut adımlar attığını görmek lazım.
YENİ TEZKERE GEREKLİ: Yalnızca Taliban ya da yalnızca ABD ile görüşerek, “Bu işin taşeronluğunu biz üstleniriz” mantığının yanlış olduğunu gördük. Şu andaki kaos büsbütün tahminen de Türkiye’nin üzerine kalacaktı şayet biz o misyonu üstlenmiş olsaydık. O yüzden bizim asker, sivili oradan tahliye etmemiz lazım. Şayet yeni bir misyon vesaire lazımsa, bunun kesinlikle milletlerarası meşruiyeti ve Meclis ayağı var, Meclis’ten yeni bir tezkereye gereksinim var. Eski tezkere NATO misyonuyla sonlu. NATO misyonu artık bitmiş oldu.
ORTAK SES VERMELİ: Tanıma sorunu, bağ sıkıntısı, meşruiyet probleminde dünya biraz ortak ses olması lazım. Türkiye’nin de bu ortak sesin ortasında olması lazım. Dünya ile birlikte ortak ses olması lazım Türkiye’nin çatlak ses yaratmaması lazım.
MECLİS ARAŞTIRMALI: Hem göç hem Afgan problemini ele alan bir araştırma kuruluna gereksinim var. Meclis açılınca birinci işin bu olması lazım…. Suriye için ne yapmalıyız? “Taliban ile konuşulsun” diyorlar ya “herkesle diyalog”, onu diyenlerin “niçin Suriye’de rejim ile konuşmuyoruz?”u izah etmesi lazım ya da onunla da konuşması lazım artık. Türkiye’nin ulusal çıkarı şayet konuşmayı gerektiriyorsa onlarla da konuşulmalı. “Esad yeterli birisi” manasında söylemiyorum. Lakin Suriye’yi dünyada kim temsil ediyorsa onlarla görüşeceksiniz… Rusya ile İran ile görüşüyoruz, Suriye’nin kendisiyle de görüşülebilir. Suriye’de aslında şu anda biz ne çekiyorsak rejimin değişmesi için müdahil olduğumuz için çekiyoruz.
MEŞRUİYET KAZANDIRMAMALI: Taliban ile natürel ki ulusal çıkarımızın gerektirdiği diyaloğu kurabiliriz lakin bu diyalog onlara meşruiyet kazandırmamalı. “Mesajları olumlu, epeyce da onlara katı şartlar getirmeyelim, daha sonra bakarız” üzere bir yaklaşımı hakikat bulmuyorum. Taliban ile asıl diyaloğu dünya kurmalı, BM ile dünyaya garanti vermeleri lazım.
KAPALI OTURUM: Biden’in bildiğini, ona verilen taahhütleri biz bilmiyoruz. Biroldukca kelam veriliyor, daha sonra biz onlardan duyuyoruz bunu, “Türkiye şöyleki dedi, bunu yapacak.” Meclis’e bilgi verilmesi gerekir. Kapalı oturum yapılabilir. Diyelim ki bunu yapmak istemediniz, bu biçimde muhalefet başkanlarına anlatın. Genel Liderimiz Türkiye’nin ulusal çıkarları gerektirdiğinde problemleri konuşmaktan hiç bir vakit kaçmamıştır.
‘Göç Bakanlığı kurulması lazım’
Bir göç kriziyle karşı karşıyayız. Çok dikkatli adım atmamız lazım. Hudutta önlemler alınıyor deniyor lakin epey epeyce geç kalındı. Aylardır “geliyorum” diyen bir sorun bu Afganistan sıkıntısı. Taliban’dan kaçış var, kriz kapıda. Bana bakılırsa bir bakanlık lazım bu işle ilgilenmesi için, bir Göç Bakanlığı olmalı.
TBMM’deki makamında konuştuğumuz Çakırözer, Afganistan’daki gelişmelere ait Milliyet’e şu değerlendirmeleri yaptı:
TÜREL TEMİNAT LAZIM: “Taliban bize bir şey yapmaz” formundaki yaklaşımlar, orada bizim kalmamızın askeri ve sivil mevcudiyetimizin garantisi olamaz. Türel garanti nedir, bir BM sonucudır, bir NATO sonucudır. Meclis’ten aldığınız tezkeredir. Bunları almadan yalnızca “Taliban’dan olumlu açıklamalar geliyor” diyerek orada askeri, sivil mevcudiyet bulunması risklidir. Yeni bir misyon üstlenmek istiyorsak bu yeni misyonun da memleketler arası meşruiyeti olmalı. Afganistan’da idarede kim var ise onların isteğiyle olmalı ancak onları yani Taliban’ı yasallaştıracak bir şey değil. Taliban ile dünyanın bir uzlaşısını görmek lazım. Hak ve özgürlükler konusunda, göçle, uyuşturucu ile terörle uğraşta Taliban’ın somut adımlar attığını görmek lazım.
YENİ TEZKERE GEREKLİ: Yalnızca Taliban ya da yalnızca ABD ile görüşerek, “Bu işin taşeronluğunu biz üstleniriz” mantığının yanlış olduğunu gördük. Şu andaki kaos büsbütün tahminen de Türkiye’nin üzerine kalacaktı şayet biz o misyonu üstlenmiş olsaydık. O yüzden bizim asker, sivili oradan tahliye etmemiz lazım. Şayet yeni bir misyon vesaire lazımsa, bunun kesinlikle milletlerarası meşruiyeti ve Meclis ayağı var, Meclis’ten yeni bir tezkereye gereksinim var. Eski tezkere NATO misyonuyla sonlu. NATO misyonu artık bitmiş oldu.
ORTAK SES VERMELİ: Tanıma sorunu, bağ sıkıntısı, meşruiyet probleminde dünya biraz ortak ses olması lazım. Türkiye’nin de bu ortak sesin ortasında olması lazım. Dünya ile birlikte ortak ses olması lazım Türkiye’nin çatlak ses yaratmaması lazım.
MECLİS ARAŞTIRMALI: Hem göç hem Afgan problemini ele alan bir araştırma kuruluna gereksinim var. Meclis açılınca birinci işin bu olması lazım…. Suriye için ne yapmalıyız? “Taliban ile konuşulsun” diyorlar ya “herkesle diyalog”, onu diyenlerin “niçin Suriye’de rejim ile konuşmuyoruz?”u izah etmesi lazım ya da onunla da konuşması lazım artık. Türkiye’nin ulusal çıkarı şayet konuşmayı gerektiriyorsa onlarla da konuşulmalı. “Esad yeterli birisi” manasında söylemiyorum. Lakin Suriye’yi dünyada kim temsil ediyorsa onlarla görüşeceksiniz… Rusya ile İran ile görüşüyoruz, Suriye’nin kendisiyle de görüşülebilir. Suriye’de aslında şu anda biz ne çekiyorsak rejimin değişmesi için müdahil olduğumuz için çekiyoruz.
MEŞRUİYET KAZANDIRMAMALI: Taliban ile natürel ki ulusal çıkarımızın gerektirdiği diyaloğu kurabiliriz lakin bu diyalog onlara meşruiyet kazandırmamalı. “Mesajları olumlu, epeyce da onlara katı şartlar getirmeyelim, daha sonra bakarız” üzere bir yaklaşımı hakikat bulmuyorum. Taliban ile asıl diyaloğu dünya kurmalı, BM ile dünyaya garanti vermeleri lazım.
KAPALI OTURUM: Biden’in bildiğini, ona verilen taahhütleri biz bilmiyoruz. Biroldukca kelam veriliyor, daha sonra biz onlardan duyuyoruz bunu, “Türkiye şöyleki dedi, bunu yapacak.” Meclis’e bilgi verilmesi gerekir. Kapalı oturum yapılabilir. Diyelim ki bunu yapmak istemediniz, bu biçimde muhalefet başkanlarına anlatın. Genel Liderimiz Türkiye’nin ulusal çıkarları gerektirdiğinde problemleri konuşmaktan hiç bir vakit kaçmamıştır.
‘Göç Bakanlığı kurulması lazım’
Bir göç kriziyle karşı karşıyayız. Çok dikkatli adım atmamız lazım. Hudutta önlemler alınıyor deniyor lakin epey epeyce geç kalındı. Aylardır “geliyorum” diyen bir sorun bu Afganistan sıkıntısı. Taliban’dan kaçış var, kriz kapıda. Bana bakılırsa bir bakanlık lazım bu işle ilgilenmesi için, bir Göç Bakanlığı olmalı.