Çok sosyalsin ne demek ?

Irem

Global Mod
Global Mod
Çok Sosyalsin Ne Demek? Sosyal Medya Bağımlılığından Gerçek Hayata:

Bir arkadaşımın bana söylediği şu cümle hâlâ aklımda: “Vallahi, senin gibisi yok, her gün Instagram’da bir yeni sosyal ortamda, bir yeni etkinlikte… Çok sosyalsin!” Cümleyi duyduğumda gülümsedim, ama sonradan düşündüm: Gerçekten çok sosyal miyim? Yoksa sadece bir sosyal medya tiryakisi miyim? Çünkü bu ikisi arasında ince bir fark var. Sosyal olmak, sosyal medyada sürekli paylaşımlar yapmak ya da etkinliklere katılmakla sınırlı mıdır? Yani, dışarıda da “sosyal” olmayı başarabilir miyiz, yoksa dijital dünyada geçirilen saatler bizi birer “sanal varlık” mı yapıyor?

Sosyal Olmak Ne Demek? Hadi Bir Tanım Yapalım:

Sosyallik, aslında birçok insanın üzerinde hemfikir olduğu, hem de herkesin farklı bir açıdan yaklaştığı bir kavram. Birine "çok sosyalsin" dediğimizde, bu genellikle kişiyle ilişki kurma, insanlarla etkileşime girme, aktif bir yaşam tarzı sergileme gibi anlamlar taşır. Ancak burada önemli bir ayrım var: Sosyal olmak, yalnızca dışarıda kalabalıklara katılmakla mı ilgilidir? Ya da sosyal olmak, başkalarıyla derin, anlamlı bağlar kurmak mıdır?

Hadi şunu bir örnekle açalım: Çoğu zaman "çok sosyal" biriyle tanıştığımızda, hemen aklımıza büyük partilerde dans eden, her hafta yeni bir arkadaş grubu edinen, sürekli dışarıda aktif olan biri gelir. Ancak sosyal olmanın başka boyutları da var. Birinin yalnızca sosyal medyada aktif olması, her gün binlerce insanla etkileşime girmesi de onu “sosyal” yapar mı? Ya da yalnızca birkaç yakın arkadaşıyla derin bağlar kuran birini, sosyal bir insan olarak mı görmeliyiz?

Erkeklerin Stratejik Sosyalliği: Sorun Çözme ve İletişimde Mesafeli Bir Yaklaşım:

Erkeklerin sosyal olmaları, genellikle çözüm odaklı bir yaklaşım sergiledikleri ve etkinliklerde belirli bir amaçla yer aldıkları bir tür strateji oluşturur. Sosyal bir etkinliğe katıldığında, genellikle insanları gözlemleyip, belirli bağlantılar kurarak bir amaç doğrultusunda hareket ederler. Örneğin, iş dünyasında bir toplantıya katılan bir erkek, sadece keyif almak için orada bulunmaz, aynı zamanda yeni iş fırsatları veya stratejik ilişkiler geliştirmek için oradadır.

Bununla birlikte, erkeklerin sosyal medyada genellikle daha az aktif olduklarını görürüz. “Sosyal medya bağımlılığı” meselesi erkekler için bir yanılgıdır. Erkeklerin çoğu, daha çok bir iş aracı, bilgi paylaşımı alanı olarak sosyal medyayı kullanır. Mesajlar da genellikle doğrudan, kısa ve net olur. Hedef, mümkün olduğunca az çaba ile verimli sonuçlar almaktır. Onlar için sosyal medya, gündelik sohbetlerden çok daha fazlasıdır; çoğu zaman strateji gerektiren bir araçtır.

Kadınların Sosyalliği: Empati ve İlişkiler Üzerine İnşa Edilen Bir Dünyanın Kapıları:

Kadınlar ise genellikle daha empatik ve ilişki odaklı bir sosyal varlık olarak tanımlanır. Bir kadın için sosyal olmak, başkalarıyla duygusal bağlar kurmak, anlamlı sohbetler yapmak ve insanları gerçekten tanımakla ilgilidir. Kadınlar için sosyal ortamlar, bir sorun çözme platformu değil, çoğunlukla duygusal bir paylaşım alanıdır. Sosyal medyada da, paylaşımlarında daha kişisel dokunuşlar, deneyimlerini ve duygularını ifade etme biçimleri daha belirgin olabilir.

Kadınlar, arkadaşlık ilişkilerinde de benzer bir yaklaşım sergileyebilirler. Bir kadın, bir etkinliğe gitmeden önce ya da bir görüşmeye katılmadan önce, katılacağı kişilerle ilgili duygusal analizler yapabilir. Birbirlerine “Nasılsın?” diye sorduklarında, cevabın yalnızca “İyi” olmasından öte, bu duygusal paylaşımın bir parçası olmak çok daha önemlidir. Kadınların sosyalliği, yüzeysel etkileşimlerden çok, derin bağlar kurma çabasıdır.

Sosyal Olmanın Klişelere Takılmaması Gerekiyor:

Çoğu zaman "çok sosyalsin" diyenler, klişelere dayanarak bu yorumları yapar. Çoğu insan, sosyal olmayı yalnızca kalabalıklara katılma, büyük partilere gitme ya da sosyal medyada sürekli aktif olma olarak tanımlar. Ancak gerçek sosyallik, kişisel tercihler, bağ kurma şekilleri ve etkileşim tarzlarıyla şekillenir. Örneğin, bir kişi yalnızca ailesiyle vakit geçiriyorsa ve sosyal medyada aktif olmuyorsa, bu kişinin “sosyal” olmadığı anlamına gelmez. Onlar sadece sosyalliği farklı bir biçimde yaşıyorlar.

Bir diğer önemli nokta, toplumun ya da çevremizin beklentilerine dayalı bir sosyal olma biçimini reddetmek gerekliliğidir. Sosyal olmak, yalnızca başkalarının onayını almak için değil, kişinin kendisini özgürce ifade edebilmesi ve başkalarına katkı sağlaması için bir araç olmalıdır.

Bir Soru: Sosyal Olmak Ne Kadar Gerçek?

Sosyal olmak, biraz da içsel bir mesafe ile ilgilidir. Gerçekten sosyal miyiz, yoksa sadece başkalarına “çok sosyal” gözükmek için mi çaba harcıyoruz? Sosyal medya, insanlar arasında bağlantı kurma amacı güderken, bazen bu bağların sahte ya da yüzeysel olduğu hissine kapılabiliriz. Belki de sosyal olmak, başkalarına karşı daha fazla empati göstermek, onları anlamaya çalışmak ve samimi ilişkiler kurmakla daha çok ilgilidir. Sosyal olmak, bazen kalabalıklara karışmak değil, derin, gerçek bağlantılar kurmak olabilir.

Sonuç olarak, çok sosyalsin diyen cümleyi daha derinlemesine incelemek gerekiyor. Sosyallik, kişisel bir tercihtir ve herkesin bu kavrama farklı bir yaklaşımı vardır. Belki de asıl soru şu: Sosyal olmak, gerçekten bir başkasıyla anlamlı bir bağ kurmak mı, yoksa bir başka kişinin bizimle aynı sosyal ortamda olmasından keyif almak mı?